|
Vecizeler ve cevizeler

Ars longa, vita brevis. Sanat uzun, yaşam kısa! Bu vecize üzerine o kadar çok ''cevize'' dökülmüş, döktürülmüştür ki ''cevize'' sağanağından kendini kurtarabilene aşkolsun!

''Vecize'', herkes bilir, özlü söz demek, peki ya ''cevize''?

''Cevize'' de, bir özü olmadığı, özlü olmadığı hâde özlü söz gibi görünen, hoş ama boş sözlere denir. Meselâ size vecize görümünde bir cevize örneği vereyim:

— Yaşam önemlidir!

Beğenmedinizse, şunu seçin:

— Yaşam yaşamdır!

Böyle derin cevizeler karşısında insan ne diyebilir. Susmalı, (kana kana) içmeli, kendimizden geçmeli!

Artık kendimizden geçtiğimiz için, ''ars longa'' hakkındaki cevizeleri sıralamayacağım. Nasıl olsa her edebiyatçı sanatın uzunluğu, yaşamın kısalığı üzerine döktürür, döktürmüştür, daima da döktürecektir. Doktorlarınsa umurunda değil. Yakışır. Ses etmemeli.

Cevizelerin birer vecize olmadığını nasıl anlayabiliriz?

Çok basit. Cevize sahibine hemen şu soruyu sorun:

— Nasıl yani?

Şayet cevize sahibi, özlü sözünün özü üzerine konuşmaya başlarsa ve sözün özünü açıklayabilirse, o bir vecizedir. Fakat bir açıklamaya yapamaz ve "Ne demek nasıl yani, demin söyledik ya yaşam önemlidir, yaşam yaşamdır" türünden tekrarlara geçerse, elinizde bir vecize değil, bir cevize bulunduğundan emin olun. Burada kesin ölçüt, "Nasıl yani?" sorusudur. Sorun ve bekleyin!

Bu hikâye, benim için neredeyse bir gençlik anısıdır. İtimad ediniz, hep işe yaramıştır.

* * *

Vecize''mize gelince, işin aslı farklı mecralardan akıyor. Çok farklı mecralardan.

BİR: Bu aforizma zannedildiği gibi anonim değildir, Hipokrat''a aittir. Hipokrat''ın ünlü ''Aforizmalar'' adlı eserinin ilk cümlesidir. (İslâm dünyasında ''Füsul'' olarak tanınır.)

İKİ: Bu sözde geçen sanat''ın güzel sanatlarla, edebiyatla filân alâkası yoktur. Kastedilen doğrudan tıp sanatıdır. Sanat kelimesi burada bilim (uygulamalı bilim) anlamında kullanılmıştır.

ÜÇ: ''Yaşam'' da herhangi birinin yaşamı veya insanın yaşamı değil, doğrudan doğruya tabibin, doktorun yaşamıdır. Daha doğrusu hayatı/yaşamı değil, ömrüdür kastedilen.

Yani sizin anlayacağınız, uzunluk tıbbın, kısalık tabibin ömrüyle alâkalıdır.

DÖRT: Metnin tamamı da bu değildir, devamı vardır. Dilerseniz, İbn Nefîs''ten (öl. h. 687) okuyalım:

— a) "Ömür kısa, sanat uzun, vakit az, tecrübe tehlikeli/riskli, bir karar vermekse güçtür.

[O hâlde ey tabip!]

b) Elinden geleni, yani gereken her ne ise onu yapmakta tereddüt etme! Bu arada hastanın ahvâlini ve haricî sebeplerin tesirini dikkate almakta da sakın ihmal gösterme!"

13. yüzyılın ünlü hakîm hekimlerinden (filozof doktorlarından) İbn Nefis''in Hipokrat''ın aforizmalarına yazdığı şerhte, sadece bu metnin açıklaması değil, açıklamalarının gerekçeleri de var. Hakikaten bu eser bir şaheserdir.

Doktorlarımızın, tıbbın özünü, Hipokrat''ı Batı''ya da öğretmiş ustalarımızdan dinlememeleri ne üzücü! Sadece doktorlarımızın mı? Aydınlarımızın da...

İslâm dünyasında yazılmış Hipokrat şerhlerini saymakla bitmez. Çoğu yazma hâlindedir. Tıbbın hikmeti, hikemiyatı, felsefesi bu eserlerde saklıdır. Aforizmalarda.

Bir de İbn Sina''nın "el-Kanun fi''t-Tıb" adlı eserinin şerhlerinde... Fakat bilhassa el-Kanun''un ''Külliyat'' kısmının şerhlerinde... Türkçe''ye çevrilirken katledilen el-Kanun''un...

Bilseniz, bir bilseniz, ah bir bilseniz!

* * *

Yukarıdaki metni iki paragraf şeklinde düzenledim. Çünkü bu ikinci faslın ilkinden bağımsız olduğu iddia edilmiştir.

Romalı hekim Galen, bu ihtilafın önemli olmadığını, her iki hâlde de ilk paragrafın Hipokrat''ın eserinin ilk aforizması olduğunu söylemiştir. Aforizmanın ikinci kısmının üslubu ikincisine benzemediğinden, Galen''e göre, ilki haber bildirir, ikincisiyse meşveret. Bir tür konsültasyon yani.

İbn Nefis de bu açıklamaya mukabil, "Doğru!" der; "ilk bakışta öyle görünüyor. Fakat gerçekte aforizmanın ikinci kısmından kastedilen bu değildir. Kastedilen, tıp sanatında tedavi sürecinin çok zor olduğunu vurgulamaktır. Çünkü tecrübelere dayanmak ne kadar tehlikeli, yorum (kesin teşhis) ne kadar güçse, bunları uygulamak da o kadar zordur."

Bu anlattıklarım eski hikâyeler. Birer hurafe. Allahtan bugün doktorların böyle dertleri yok. Hipokrat ve yorumcularına ihtiyaç da duymuyorlar.

Düşünmüyorlar, uyguluyorlar.

Konuşmuyorlar, yapıyorlar.

16 yıl önce
Vecizeler ve cevizeler
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi