Bir kez daha Fenerbahçe kadrosu açıklandığında Reyes ve Benzia’yı görünce “Acaba hangi diziliş olacak?” diye merak ettik. Bu kez bildiğimiz 3-5-2 dizilişi vardı sahada. Olmayan neydi peki? Yeni bir kadroda bitmek tükenmek bilmeyen arayışlarla birlikte gelen başarısız sonuçlar ve bunun ürettiği özgüven problemi... ‘Gayret etmiyorlar’ diyemezdik ilk yarıda, umursamıyorlar da... Bireysel hatalar elbette vardı ama esas belirleyici olan ve sadece bu maçın ilk yarısındaki değil önceki karşılaşmalarda da kadro kalitesinden uzak görüntünün sebebi bizce özgüven problemiydi. Bu temel soruna en azından dinamik bir arzulu bir rakip de eklenince ilk yarı Belçika ekibinin mutlak hakimiyetinde geçti. İkinci yarının hemen başındaki ikinci gol maçı bitirdi diye düşünürken rakibin hatasında Frey bu kez vurması gerektiği gibi vurdu. Hemen sonrasında Hasan Ali’nin bireysel çaba golü ile maç tekrar başladı. Avrupa futbolunda “büyüklerle” diğerleri arasındaki makasın iyice açılması ile büyük liglerin altyapı takımlarına dönüşen Belçika ekibi karşında Fenerbahçe’nin skoru dengeledikten sonraki oyunu da “üstünlük” olarak değerlendirilemez. Ama deplasmanda 1 puan ve 2-0’dan geri dönüş zevahiri kurtarır. Fenerbahçe hala muğlak hala belirsiz...