Başlamadan kazanıldığı düşünülen maçlardan biriydi Galatasaray için. Kime sorsanız, Erzurumspor için sürpriz yapacak bir potansiyel beklemezdi. Fatih Terim de doğal olarak öyle düşünmüş ve 3 puandan daha fazlasını kazanmayı akletmisti. Sorunlu adamlar Feghuli ve Mariano ile alternatif Ömer Bayram, eldeki malzemeyi cesitlendirme hamlesiydi kuşkusuz... İlk 10 dakika kilidi kırıp, tipik bir iç saha galibiyeti alacak gibi duruyordu ev sahibi ekip. Ama oyun ciddiyetsizlik kaldırmayacağını bir kez daha gösterdi ilk yarıda. Galatasaray takımı ve bilhassa forvetleri “biz bu maçı aldık“ havasını abartınca sarı-kırmızılı takım, deplasmanlardaki Galatasaray’a döndü. Hatta Erzurumspor, Galatasaray’ın ciddiyetsizligine, beceriksizlikle mukabele etmese ilk yarıyı önde bile kapatabilirdi. Ama kabul edelim ki ne savunma yapabilen ne de bir hücum planı olan bir ekip Doğu Anadolu takımı ve bu anlamda Mehmet Özdilek’in işi sanıldığından daha zor gibi... Devre arası transferlerle toparlar mı? Belki... Ama toparlamaz ve borç yapılırsa akla gelen kötü örnek sayısı hiç de az değil...

İkinci yarıya “oynamadan kazanılmaz“ hakikatinin farkında bir şuurla başladı Galatasaray. Uzun süredir görmeye alıştığımız set hücumları, hızlı paslar, sağlı-sollu organize hamleler... “Geliyorum” diyordu Galatasaray golü, pozisyonlar kaçsa da... Derken kazanılması gerken adamın kazandıracak kafa vuruşu geldi. Golden sonraki bölüm Galatasaray adına yine düşündürücü ve sanırım Fatih Terim’in umudu da en kayıpla devre arasına girmek. Başka türlü sürdürebilir çözüm pek mümkün görünmüyor zahir...