|
Trabzonspor manzaraları

2015 Ocak ayında İbrahim Hacıosmanoğlu yönetimi, Eskişehirspor’da sözleşmesi bittiği halde Erkan Zengin’i bonservis bedeliyle almaya çalışırken bu sayfada şöyle yazmıştık, “Ama mali tablolar olan bitenin Trabzonspor’un geleceğini ipotek etmesi demek olduğunu söylüyor. Aklı başında her Trabzonsporlu’yu endişeye sevk etmesi gereken bir süreci yaşıyor Trabzonspor...”

2017 Ağustos’unda ise Kucka’dan sonra Burak ve Sosa’nın transferi gündeme geldiğinde şöyle yazmışız yine bu sayfada, “ ...amma velakin Trabzonspor’un 30 yaş üstü, yani muhtemelen son transferini yapacak, bonservis bedeli ödeyip alacağı oyuncu sayısı kadroda bir, en fazla iki olabilir.”

Bu iki paragraf yukarıda dursun, biz yazıya girelim. Efendim Trabzonspor, modern Batı karşısında üst üste yenilgiler alıp çare arayan Osmanlı görüntüsünde uzuuun süredir. Eski ihtişamlı günlerine dönmek için ciddi bir ideolojik çizgiler gibi reçeteleri sahip klikleri var. Osmanlı’daki “üç tarz-ı siyaset” Trabzonspor’da ikiye düşmüş. Biri, “bas parayı al en iyisini”, diğeri ise “bunlardan Yavuz Selim’de çok var.” Trabzonspor senelerdir birkaç iyi dönem dışında bu iki gerçeklikten uzak aşırı çizgide gidip geliyor zihin olarak. Şimdilerde rüzgar ‘kendi çocuklarımızla büyüyeceğiz’e döndü yine. Bodoslama girelim, eldeki tecrübeli ve pahalı oyuncuların tamamından kurtulup gençlerle devam etmek demek küme düşme ihtimali demek. Belki küme düşmezsiniz ama yıllar sonra çıkar bir hakem “onlara o penaltıyı vermeseydim küme düşeceklerdi” der, siz de ona “hadi oradan sahtekar” diyemezsiniz. Şu “kendi çocuklarımız” meselesini açalım biraz; Sanılıyor ki Trabzonspor’da sorun yıllardır altyapıda yetişen oyunculara şans verilmemesi. Değil... Alakası yok. İçeriden örnek vermekten yorulduk, dışarıdan örnek verelim ve anlatalım.

Şu anda Bundesliga’nın hatırı sayılır stoperlerinden olan ve önümüzdeki yıl Premier Lig’e ciddi rakamlarla gideceği konuşulan Çağlar Söyüncü, Türkiye’de yetişti malum. Ve Süper Lig’de aldığı süre sıfır... Yani alt ligde oynuyorken keşfedildi ve Almanya’ya transfer oldu. Sizin elinizdeki Abdülkadir de 2 yıl öncesinden Avrupa kulüplerinin radarındaydı. Trabzonspor’da oynamadıkları veya az oynadıkları için heba olduğunu zannettiğiniz oyuncuların da gerçekten düzeyleri bu olsa, emin olun Türkiye farkında olmasa “gavur” farkında olur. Bugünün iletişim dünyasında sizin taraftarlarınızın bir kısmı bile dünyanın bir ucundaki genç yeteneği biliyor. Gelelim Roma’da hepimizi gururlandıran Cengiz’e... O da Süper Lig’de sadece 1 yıl süre aldı. Ha, ekonomik anlamda kaymağını da Başakşehir yemiş oldu ayrı mesele. Bu arada hem Çağlar hem Cengiz, iki farklı yönetime bizzat şahidim ki tavsiye edildi ve her iki oyuncu da makul, hatta çok makul rakamlara alınabilirlerdi. Yazıyı bağlamayıp burda keselim, zira yer yetmeyecek. Kısmetse Trabzonspor’a dair bu yazıyı yarın ve önümüzdeki hafta devam edecek bir seriye bağlayalım olur mu?

Not: Yanıldığımız veya yanlış hatırladığımız yerler varsa iletin lütfen. Ne demiş eskiler; müsadere-i efkardan barika-i hakikat doğar...

#Trabzonspor
#Transfer
6 yıl önce
Trabzonspor manzaraları
Faiz dışı fazla ya da açık
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…