Sezonun en organize en iştahlı ve en canlı ilk yarılarından birini oynadı Fenerbahçe dün gece. Yine eksikler yok muydu? Vardı elbette... Mesela Valbuena'nın top kayıpları berdevamdı ama aynı Valbuena'nın hareketli oyunu sol bek Hasan Ali'ye hem bol bol koridor hem de iki net pozisyon buldurdu...
Son yıllarda alışkanlık haline getirdiği "düşme endişesini" bu sene de sürdürecek gibi görünen başkentin " alkaralar" ı Fenerbahçe'nin ön alanda çok adamla baskısı karşısında ilk yarı boyunca rakip kaleye yarım organize atak yapıp bir gol buldular. Öyle ki Fenerbahçe'nin baskısı, Ümit Özat'ı yarım saat dolmadan iki değişiklik yapmak zorunda bıraktı ilk yarıda. ilk yirmi dakika iki kez direğe takılan Fenerbahçe devrenin sonunda kalesinde gördüğü kaza golüyle soyunma odasına yenik gitti.
2. Devre Alper'in golüyle başladı ve Alper, bir anlamda ilk yarıdaki arkadaşlarının hatasını da telafi etmiş oldu. Sonrasında ilginç biçimde Gençlerbirliği ilk yarıda hiç yapmadığı şekilde çok adamla çıkmaya başladı. Ama bunlar tam da Fenerbahçe'nin aradığı geniş alanı birlikte getirdi. Valbuena' Dirar işbirliği ile gelen Fenerbahçe'nin galibiyet golü, kanat forvetlerin zaman zaman yapması gereken koşuları anlatmaya yardım edecek görsel niteliğindeydi. Fenebahçe'nin bu sezonki en büyük problemi ve taraftarın da en ciddi şikayeti farkı arttırmak yerine çabucak skor koruma düşüncesinin sahaya aksi... Dün gece de, yine aynı düşünce belki de bu kez kendiliğinden ortaya çıktı ve yine bir savunma hatası ile Gençlerbirliği'nin beraberlik golü geldi. Bu gelenek Fenerbahçe taraftarının sezon başından bu yana neden şampiyonluğa ikna olmadığının da izahı aslında ve Aykut Kocaman'ın da çözmesi gereken bu; Fenerbahçe maçı kazansa da rakibi şaşırtmıyor, ezberleri bozamıyor.
