|
2018 yılında ekonomiye dair beklentiler

Her yeni yılda olduğu gibi 2018’de de siyasetten güvenliğe, çalışma hayatından sosyal yaşama ve dış politikadan ekonomiye dair beklentiler dile getirilir.

Peki 2018’de Türkiye ekonomisi ile ilgili beklentiler nelerdir?

EKONOMİK BÜYÜME VE YÜKSEK GELİRLİ EKONOMİLER İÇERİSİNDE YER ALMA HEDEFİ
Türkiye ekonomisi 2017 yılının ilk üç çeyreğinde gerçekleştirdiği büyüme oranı, yılın tamamında öngörülen yüzde 6,5-7,5 arasında büyüme ve
OVP’ de 2018 yılı ekonomik büyüme hedefleri doğrultusunda artık yüzde 5-6 oranındaki platosuna
yerleşmek istiyor.
Yüksek büyüme platosunun bir taraftan artan
yüksek işgücü katılımına cevap vermesi diğer taraftan mevcut işsizlik oranlarını düşürmesi 2018 yılı için önemli bir beklenti olarak duruyor.
Dolayısıyla 2018 yılı, yüksek büyüme rakamlarının istihdamı
beslediği büyümenin tabana yayıldığı yani kapsayıcı olduğu ve işsizlik oranlarının t
ek haneye inmesinin desteklendiği bir yıl olacak.
Ayrıca, OVP’ de belirtildiği üzere Türkiye’nin 2020 yılında kişi başı gelirde 13.000 dolara ulaşma hedefiyle
“yüksek gelirli ekonomiler içerisine girmesi”
öngörülmektedir. Türkiye ekonomisinde son yıllarda yaşanılan şoklar her ne kadar, bu hedef karşısında engel oluştursa da bu defa yakalama imkanı var.
İHRACAT, İTHALAT VE CARİ DENGE
Türkiye’nin ekonomik büyüme başarısına devam edebilmesi yani sürdürülebilir büyümeyi sağlaması için ihracatını artırması gerekiyor. Ayrıca Türkiye’nin coğrafi konumunu getirdiği pazar avantajını kullanarak
farklı pazarlara ulaşma ve bu pazarlarda ticaret payını artırması da önemli bir fırsat olarak duruyor.
Tabi ihracatı artırmasının yanında ihracatın kalitesini de yükseltmesi de gerekiyor. Bunun için de yüzde 3-4 seviyesinde bulunan ihracat içindeki
“yüksek teknolojik ürünlerin”
payını muhakkak arttırması gerekiyor.
İhracat ile ilgili bir diğer konu da ihracat artarken özellikle
kur sebebiyle ortaya çıkan yüksek miktarlardaki ithalat faturası
. 2018 yılı bu açıdan önemli. Dolayısıyla
Türkiye’nin üretim için gerekli olan girdilerin düşük maliyetlerle karşılanması konusunda atacağı adımlar hem ihracat hem de üretim açısından zaruri.
Dolayısıyla, Türkiye’nin 2018 yılında enerji alanında coğrafi konumunun sağladığı avantajını kullanarak atacağı adımlar,
hem ithalat faturasını azaltmada hem de cari açığı düşürmede
öne çıkan bir beklenti.
ENFLASYON, FAİZ VE KUR ÜÇLÜSÜ
Enflasyon, faiz ve kur üçlüsünü
aynı denklemde beraber ele almak lazım. Çünkü bu değişkenler hem içeride hem de dışarıda meydana gelen şoklar nedeniyle birbirlerini tetikleyen ve sonunda da tüm beklentileri değiştiren ve geniş bir etki alanına sahip.
Bu üçlünün, ekonomik büyüme, ihracat, enflasyon, ithalat ve en önemlisi de makroekonomik görünümü değiştirecek bir potansiyeli var.
Bu açıdan 2018 yılında, ekonomik büyümede başlayan artış trendinin olumsuz etkilenmemesi için faizlerin ve enflasyonun düşürülmesi, kurun da beklentileri bozmayacak şekilde seyretmesi gerekiyor.
Özellikle çift haneli olan enflasyonun tek haneli hale gelmesi için başta gıda fiyatları ve yüksek faizler için alınacak tedbirler hayati derecede önem taşıyor.
KAMU MALİYESİ
Öte yandan 2017 yılında Türkiye ekonomisinde bütçe açığının milli gelire oranı yaklaşık 2 olarak belirlenmiş ve Maastricht kriterleri olan yüzde 3’ün altında yer almakta.
OVP’de 2018 yılında bütçe açığının GSYH içindeki payı yüzde 1,9 olarak bekleniyor.
Ekonominin ivme kazanması için verilen destekler nedeniyle
bütçe açığı artmış olsa da ekonomik büyümenin devamlılığını sağlaması aşısından yaptığı katkıyı nedeniyle de orta ve uzun vadede
bütçe açığının tekrar düşük seviyelere geleceği öngörülmekte.
2018 YILI YAPISAL SORUNLARA
ODAKLANMA YILI OLMALI
2019 yılı Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş yılı olacağı için,
2018 yılı yeni hükümet sistemine geçişten önce önemli bir hazırlık yılı olacaktır.
Türkiye bir taraftan yeni hükümet sistemi ile
kurumsal anlamda yapacağı değişikliklerle
ekonomiye ivme kazandırırken, diğer taraftan
“yüksek gelirli ekonomiler”
içerisinde yer aldığında tekrar aynı problemlerle yüz yüze gelmemek için ekonomide
yapısal olarak sorunlu alanlara
odaklanması bekleniyor.
Yapısal sorun dediğimizde üretimde
ithalata bağımlılığın azaltılması, uluslararası bankaların, derecelendirme kuruluşların dışarıdan oluşturdukları şoklara maruz kalınmaması için tasarrufların artırılması ve üretilen ürünlerin yüksek teknolojik ürün olması
gibi konular oluşturuyor.

Peki bu eylemlerin hayat geçirilmesi için artık her zamankinden daha çok çaba harcamamız gerektiği ortada değil mi?

Bu vesileyle yeni yılınızı tebrik ederim.
#Faiz
6 yıl önce
2018 yılında ekonomiye dair beklentiler
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak