, geçen yıl 193 ülkenin imzasıyla kabul edildi. Hedeflerin kapsamında, kalıcı bir şekilde yoksulluğu sona erdirmek için önümüzdeki 15 yıl boyunca uygulanacak politikalar var.
Aslında, BM'nin azgelişmiş yani fakir ülkelerin yoksulluk, eğitim, sağlık, suya erişim, ekonomik kapsayıcılık, altyapı, eşitsizlik gibi birçok sorununun konuşulduğu, tartışıldığı bir gündemi var.
Ancak sorun şu: Çözüm bulunmadan sorunların tartışılmasının bir anlamı yok.
Bu sorunlara, Suriyeli mülteciler gibi yeni konular da ekleniyor. Fakat BM; Suriyeli mülteciler örneğinde olduğu gibi,
Bu yüzden, BM'ye, güvenlik konseyine ve tabii ki diğer kurumlara, sorunlara çözüm üretme noktasında ciddi bir güvensizlik var.
.
BM'nin kurulduğu dönemdeki koşulların değişmesi ve bu değişime göre yetersiz kalması nedeniyle,
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde veto hakkına sahip beş ülke var. Bu ülkeler;
5 ülke, tüm dünya ülkelerini bağlayan kararlar alıyor.
sorusunun cevabı verilemiyor artık.
Veto hakkına sahip bu ülkelerin nüfus göstergeleri de, antidemokratik bir temsiliyeti işaret ediyor
Çünkü, BM Güvenlik Konseyi tüm dünyayı temsil etmiyor. BM Güvenlik Konseyi'ndeki daimi üyelerin içerisinde,
Ayrıca, 5 daimi üyenin aldığı kararların birçoğunun Müslüman ülkelerin aleyhine çıkması dolayısıyla, BM bu ülkelerin itirazıyla karşılaşıyor.
BM, aldığı kararları alt kurumlar aracılığıyla yürütürken, ağır bürokrasi ve yapılan yardımların çok az kısmının hedeflenen kitleye ulaşması,
Azgelişmiş ülkelere yardım götüren, bu sorunları önemseyen, etkinliği konusunda şüpheler olsa dahi yoksulluğu,
İsrail gibi ülkeleri koruyan, Filistin'de yaşanan zulme sessiz kalan BM mi,
?
Kuruluş misyonuna ve açıkladığı hedeflere göre Suriyelilerin yanında durması gereken BM'nin, mülteciler konusunda yapması gereken sorumlulukları Türkiye'nin tek başına yapması karşısında
Halen daha, birçok fakir ülkede insanlar açlıktan ölüyorsa, temiz suya erişimde büyük sıkıntı yaşıyorsa, savaşlarda çocuklar ve kadınlar önemsenmeden katlediliyorsa, dünya geliri adaletsiz dağılıyorsa, refahın bölüşümünde büyük uçurumlar varsa, tüm bu sorunlarda en başta sorumluluk alması gereken
Fakir ülkelerin halen hayati derecede birçok sorunu varken, mazlum ve fakir birçok ülkenin sesi olması gereken
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın belirttiği ve sıkça dile getirdiği “
söylemi, artık birçok ülke tarafından özellikle de gelişmekte, azgelişmiş ve fakir ülkeler tarafından dile getirilen bir söylem oldu.
Çünkü değişen ekonomik güç dengesinin gelişmekte olan ülkelerin lehine gelişmesi, temsiliyet açısından Müslüman ülkelerin nüfusu da göz önünde bulundurulduğunda, bu durum
Ancak, ekonomik ve siyasi şartların ve konjonktürün sistemde merkezin dışına itilmiş ülkelerin lehine geliştiği de bir gerçek.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.