|
Doğu Akdeniz’de satranç oyunu

Doğu Akdeniz’de karşılıklı restleşmeler diyalog ifadeleri ve sembolik ziyaretlerle kontrollü bir gerginlik devam ediyor. Dün Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Kaş ziyareti ve aynı gün Yunanistan Cumhurbaşkanının Meis adası ziyaretinin uluslararası ilişkiler açısından sembolik bir anlamı olduğu açık.

Türkiye, Doğu Akdeniz’de sismik ve sondaj çalışmalarına devam ederken sahip olduğu deniz sınırlarında var olan tüm hakkını koruma konusunda hiçbir tereddütte bulunmuyor. Bunu her platformda açık bir şekilde ifade etmektedir. Türkiye, kendi hakkını ve hukukunu hiçe sayarak emrivaki yapmaya çalışan Yunanistan ve Fransa’ya karşı da tüm haklılığıyla dik durmaya devam etmektedir.

Yunanistan ve bu ülkeyi kışkırtan Fransa ise gerginliği arttırma konusunda farklı bir strateji peşinde koşmaya devam ediyorlar.

FRANSA NEYİN PEŞİNDE?

Fransa bir yandan AB üzerinden ön almayı diğer yandan iç siyasette yaşadığı sıkışıklıktan kurtulmayı, yeni dönemde denizlerde öne çıkmayı ve son yıllarda ekonomide yaşadığı sıkıntıları özellikle koronavirüs salgınının neden olduğu ekonomik daralmayı savaş uçakları satarak atlatmak istiyor. Yunanistan’a savaş uçakları satışının hemen başlaması bunun ispatı.

Tabii en önemlisi de Fransa, denizlere hakim olma konusunda isteğini Doğu Akdeniz’de bulunarak ve burada aktör olduğunu göstererek perçinlemek istiyor.

Bu kapsamda Fransa MED 7 zirvesinde, İspanya, İtalya, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Malta, Yunanistan ve Portekiz’i Korsika’da bir araya getirerek Türkiye’ye karşı işbirliğine gitti ve Akdeniz’de lider benim mesajı vermeye çalıştı. Ne kadar ses getirdiği de anlaşılamadı.

Diğer yandan da Fransa, 24 Eylül’de gerçekleşecek AB toplantısı öncesi Türkiye’ye yaptırım uygulama konusunda lobi oluşturmak için tüm kozunu kullanmaya çalışıyor. Açıkçası Almanya’nın AB içindeki liderliğine de talibim diyor.

Ama şu bir gerçek ki, Doğu Akdeniz’de sınırı olmayan ve hiçbir haklılığı olmayan Fransa’nın Doğu Akdeniz’de bir maceraya sürüklenmesi ayağına kurşun sıkması anlamına gelmektedir.

AB TOPLANTISINDAN NE ÇIKAR?

24 Eylül’de gerçekleştirilecek AB toplantısında ne çıkacağını belki şu anda tahmin etmek zor. Ama AB ülkelerinin Yunanistan ve Fransa’nın talepleri doğrultusunda çok radikal adımlar atmaları, Türkiye’yi bölgede devre dışı bırakmaları, Türkiye’siz Doğu Akdeniz’de yeni bir denklem oluşturma ve yeni bir strateji belirlemeleri zor gözüküyor.

Çünkü Doğu Akdeniz’de en uzun sınırı olan ülke Türkiye’dir. Uluslararası hukuk açısından haklı konumda olan ülke Türkiye’dir. Bu nedenledir ki, AB’nin Doğu Akdeniz kararı alırken yalnız kendi üye ülkelerinin taleplerinin yanında bu kararların sonuçlarını da kabullenmesi gerekiyor.

AB ülkeleri, Türkiye tarafında bekletilen Suriyeli göçmenleri, AB ülkelerine ait firmaların ticari faaliyetlerini ve daha birçok faktörü göz önünde bulundurmak zorunda. Almanya’nın

Doğu Akdeniz’de bu anlamda daha temkinli olması da bu nedenledir.

Dolayısıyla AB’nin Türkiye ile ilgili karar alırken Türkiye’yi karşısına alamayacaklarını düşünüyorum. Çünkü Türkiye’nin birçok açıdan üstünlüğü, stratejik konumu olmasının yanında Doğu Akdeniz meselesi artık Türkiye için en hayati ve herkesin üzerinde mutabık olduğu en önemli milli meselelerden biri haline geldi.

#Fransa
#AB
#Doğu Akdeniz
#Türkiye
4 yıl önce
default-profile-img
Doğu Akdeniz’de satranç oyunu
Büyük memur sendikaları sebep oldukları sorunu çözmek için fedakarlık yapmalıdır
Borsa helal bir kazanç kapısı mıdır?
‘Beşikten mezara kadar ilim’
Sarhoştum, hatırlamıyorum
Suçlu kim?