|
Merkez Bankası faizleri düşürür mü?
Son dönemlerde faiz meselesi hem gelişmiş ülkelerin hem de gelişmekte olan ülkelerin gündemindeki temel konuların başında geliyor.
FED’in başlattığı faiz düşürme politikasını diğer ülkelerin merkez bankalarının da gündemine aldığı açık bir şekilde görülüyor.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK)
bugün gerçekleştirilecek toplantısında da miktar konusunda farklı öngörüler olsa da faiz düşürme kararı çıkacağı beklentisi oldukça yüksek. Hatta Para Politikası Kurulu’nun olağan toplantı takviminde yer alan
Eylül, Ekim ve Aralık toplantılarında yani bu yıl içerisinde 500-900 baz puan arasında faiz düşürüleceği konusunda farklı beklentiler var.
FAİZ DÜŞÜRME BEKLENTİSİ YÜKSEK

Yatırımlar ve tüketim harcamaları açısından oldukça önemli olan kredi faiz oranları ekonomik aktivitenin gidişatı konusunda belirleyici bir role sahiptir.

Yüksek kredi faiz oranları,
harcamalar üzerinde aşağı yönlü etkide bulunacağı için iç talep düşer ve üretimin yani gayri safi yurtiçi hasılanın azalmasına
neden olur. Bu durum gerek kişi başı milli gelir oranlarında gerek iş gücü piyasalarında gerekse gelir dağılımında olumsuzluklara sebep olur.
Dolayısıyla yüksek faiz oranı, belli başlı
makro ekonomik göstergeleri olumsuz yönde etkilemekte ve bozulmalara
neden olmaktadır.

Bu noktada faiz düşürme beklentisinin arkasında birçok faktör bulunduğunu belirtmek gerek. Temel faktörlere kısaca bakacak olursak;

Enflasyondaki düşüşle beraber politika faizi ile enflasyon arasındaki farkın yani reel faizin yükselmesi, politika
faizinin düşürülmesi konusundaki beklentileri artırmaktadır. Haziran ayında açıklanan 15.72 seviyesindeki enflasyon oranı ile yüzde 24 olan politika faizi arasındaki farkın yüzde 8.3 olması, diğer gelişmekte olan ülkelerle kıyaslandığında ise gerçekten çok yüksek.
Gelişmekte olan ülkelerde reel faiz ortalamasının yüzde 2-3 arasında olması, Türkiye’deki reel faizin ne kadar yüksek olduğunu açık bir şekilde gösteriyor.
Bu nedenle gelişmekte olan ülkelerin reel faiz seviyelerine gelmek için Merkez Bankası’nın önünde çok büyük bir alan bulunuyor.
Geçen yıl Ağustos ayında kur şoku sonrasında başta faizlerde meydana gelen faiz artışının ekonomide sebep olduğu yavaşlama ve talep daralmasının
önlenmesi ve ekonomide aktivitenin artması için faizlerin düşmesi beklenmektedir.
Öte yandan üretim maliyetlerinin
düşürülmesi ve finansal maliyetlerin azalması için
de faiz düşürme beklentisi artıyor.
Ayrıca Merkez Bankası Başkanı’nın değişimi ile birlikte piyasada faizin düşürüleceği
beklentisinin daha da yükseldiğini söylemek gerek.
FAİZ DÜŞÜRÜLME KONUSUNDA ÇEKİNCELER DE VAR
Faiz artış beklentisinin yükselmesi ile beraber hafta başında kurlarda yukarıya dönük hareketlenme aslında Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) faiz düşürme miktarını da belirlemiş olacaktır.
Çünkü kurlardaki hareketlilik başta enflasyon olmak üzere birçok beklentiyi değiştirmektedir.
Gelişmekte olan ülkelere kıyasla Türkiye’de yüksek seviyede olan ülke risk primi ve faiz arasındaki güçlü ilişki
kaç baz puan faiz düşürüleceğini belirlediği gibi ne kadar bir reel faiz uygun olacağını da belirlemektedir.
Diğer yandan, uluslararası siyasetin gündeminde S-400 konusu dolayısıyla ABD’nin yaptırımlar konusunda
nasıl hareket edeceği konusu da halen tartışılıyor.
Dolayısıyla, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) faiz kararını verirken
faiz düşürmenin maliyetlerini ve faydalarını yani lehte ve aleyhte
koşulları mutlaka göz önünde bulunduracaktır.
#Merkez Bankası
#Faiz
5 yıl önce
Merkez Bankası faizleri düşürür mü?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset