|
İslamcı entelektüeller ve self-kritik

Burnumuzun dibine kadar gelen yalan kokularıyla sarhoşa dönüyoruz. Kimi satmaktan kimi de hıyanetten bahsediyor. Ortalık hain, hıyanet ve satılık kelimelerinden örülmüş bir dilden geçilmiyorsa, çok gerilere doğru gidiyoruz demektir. Çünkü bu kelimelerden örülen metinler bizleri düşünmeye ve anlamaya değil kavgaya ve keskin inanca çağırıyor. Keskin inançlar peygamberlerden ve kendini iman ve ahlaka adamış insanlardan geliyorsa öpüp başımıza koyalım. Ancak hak kisvesine bürünerek geliyorsa aslandan kaçar gibi onlardan kaçmak gerekir. Çünkü insanı kilitleyen, kapatan, kutuplaştıran, ötekileştiren, siyah ve beyaz cephelerde pozisyon alarak yaşamasını isteyen bu dildir.

Aydın İhaneti kavramını Fransız düşünür Julien Benda"ya ait. Bu doğru. Ancak, bu kavramı siyasi ihtirasları ve siyasi ikballeri peşinde giderek hakikati konuşmayan ve yazmayan aydınlar için kullanır. Dolayısıyla hakikati söylemeyip siyasal hırslar için davranan her şahsiyet "aydın ihaneti" içinde demektir. Türkiye"deki son olayları bütün cepheleriyle tartışmak ve yazmak bir aydın sorumluluğu. Bu sorumluluk onu dostlarından uzaklaştırsa da gerçek değişmez. Özellikle dostları, sevdikleri ve benimsediği siyasetin ülkede faydalı olması için bu hakikati yazma sorumluluğunu göze alabilmelidir.

Hakikati yazmak ihanet değil, kahramanlıktır böylesi durumlarda. Çünkü herkesin cephelere bölünerek siperinde bağırıp çağırdığı zamanlarda entelektüel, hakikate bakar ve onu görmeye çalışır, kalabalıkların reflekslerinden çıkan sese kulak vermez. Bundan dolayı da aydın yalnızdır. Üstat Cemil Meriç"in deyimiyle, entelijansiya kilisesi olmayan adamdır.

Karl Mannhaim de entelektüeller için "serbest dolaşanlar" diyor. Yani belli bir ideolojinin, partinin, sınıfın ve kilisenin sözcülüğünü yapmayan. Hakikat bilgisinin peşinde olan. Doğruyu arayan ve doğruyu bulmaya çabalayan. Bu nedenle kritik adamıdır aydın. Sadece hasımlarını değil kendini de kritik edebilen adamdır. İçinde yaşadığı camiayı, müntesip olduğu toplumsal hareketi ya da oy verdiği partiyi de eleştirebilen…

En büyük hayal kırıklığını burada yaşıyoruz: Kritiği sadece hasmımıza yöneltmek. İmam-ı Azam"ın lise yıllarının kelam dersinde aklımda kalan muhteşem ifadesi burada hatırıma geliyor: "Oğlum siz hasmınızı yenmek için tartışıyorsunuz, biz ise hakikati bulmak için". İşte bu kaos günlerinde, toz dumanın birbirine karıştığı zamanlarda tokat gibi ensemize inen gerçek! Gerçekten kendi cemaatimizi, tarikatımızı, partimizi ve ideolojimizi temize çıkarmak için mi hasımlara kritik yapıyoruz yoksa hakikat ortaya çıksın diye mi? Kemalizmi kritik ederken, kendi cemaat ya da partilerimize de bunu yapabiliyor muyuz? Sosyal benliklerimizi gözden geçirebiliyor muyuz? Bilim budur, düşünme budur. Self-kritikte bulunmak...Sosyal benlikleri kritiğe almak…

Kimsenin entelektüelden partizanlık bekleme hakkı yoktur. Siyasetçi gibi düşünmek, partideki "oyunlar" içinde yer alan rollerden birini oynamak ya da sürekli meşrulaştırıcı söylemler üretmek… Bir toplumun düşünme dünyasını felç etmek istiyorsak bunu yapabiliriz. Buna karşın elbette aydın siyasetçi kimliğiyle siyaset yapabilir. Bir partiye kaydolur ve orada yoluna devam eder. Buna kimsenin bir şey diyeceği yok. Ancak aydın, aydınlığın peşindedir, hakikatin peşindedir. Bu nedenle komplo teorileri ya da siyasetçinin şablonlarıyla değil, varlığın gerçekliğiyle hareket eder. Bilimsel olgulara dayanır, yöntemsel perspektifler kullanır. Özgürlüğü geniş tutar. Çoğulcu bakar. Bir siperden ya da cepheden değil, cephelerin ötesinden bakar.

İslamcı/ Müslüman entelektüel, İslam"ı temel alarak varlığı kavrama yolunda yürüyen bir adamdır. Hakikati ne bir cemaate ne bir partiye ne de bir ırka indirgeyebilir. İslam"ın büyüklüğünden ve genişliğinden hareketle toplumsal olayları analiz eder. Benliğini eleştiren(nefsini kınayan) bir tutuma sahiptir. Sosyal benliğini(sosyal nefsini) kınayarak/eleştirerek felaha/aydınlığa kavuşur. Müslüman aydın, bir beşer olduğu için onun da zafiyetleri var, bu nedenle yanılır. Tanrı insan değildir o. Ancak, mensup olduğu gelenekte iyi niyetle hakikat yoluna koyulan bir kişinin yanlış yorumunun da "efdal" olduğunu bilir.

11 yıl önce
İslamcı entelektüeller ve self-kritik
Kurtlar sofrası
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!