|
Sultanahmet’te kitap fuarını kovmak

İstanbul’da Ramazan, İstanbulidir. Camilerindeki teravih namazları, iftarı haber veren ezan sesleri, duvar diplerinde gece sahur vakitlerine kadar suren muhabbetler, vakıf ve cemaatlerin iftar sofralarıyla oluşan tatlı selamlaşma ortamları. İstanbul, Ramazan’da başka bir ruha bürünür. İhya olur, arınır, ruhani bir güzelliğe kanatlanır. Ramazan İstanbul’da başka bir hüviyetle varlığa gelir. O nedenle İstanbul Ramazanları üzerine çok şey yazılmış, çok şey anlatılmış.



Otuz yılı aşkındır, İstanbul Ramazanlarına bir kitap fuarı katılıyor. Sultan Ahmet Camii avlusunda ilk defa bu fuar başladı. Dini Yayınlar Fuarı’ydı. İstanbul Üniversitesi’ndeki derslerimizden çıkınca doğru buraya koşardık. Kitaplarla hemhal olan bir İstanbul Ramazanını geçirirdik. Yıllarca böyle devam etti. Sultanahmet Meydanı, minareleri, Ayasofya’sı, Türk İslam Sanatları Müzesi, tarihi anıtlarıyla büyük bir kültür merkezidir. Bu merkezin merkezinde de kitaplar bir ay boyunca başka bir neşe katardı. İnsanlar iftardan sonra aileleriyle beraber kitaplar arasında dolaşır, teravihe katılır ve daha sonra aldıkları kitaplarla evlerine dönerlerdi.

Sultan Ahmet Camii etrafında yeşil alanlar üzerinde iftarlarını açarak minarelerden çıkan ezanlara eşlik ederlerdi. Kitap, iftar, teravi ve kültür eşliğinde büyük bir festival yaşanırdı. Bir gelenek oluşmuştu. Ancak sonra garip bir şeyler oldu! Güya Osmanlı tarihi eğlence ve evleri ile meydan ticaret ve eğlence tarafından gasp edildi. Kitap fuarı buradan Beyazıt meydanına taşındı. Ramazan’ın kitapla, ezanla, iftarla, teraviyle birleşen havası eğlence ve ticarete dönüştü.

Sultanahmet hala İstanbul’un metro ve tramvayı ile kolaylıkla ulaşabileceği bir mekan. Camilerimiz ve tarihi yerlerimiz hala yerinde duruyor. Ancak büyük bir yokluk var. Büyük bir değişme yaşanıyor. Camiler, gün geçtikçe müzeye dönüşüyorlar. Turistler hakim hale geliyor. Cağaloğlu’ndan giden kitapçılar ve Sultanahmet Camii avlusundan kaldırılan kitap fuarı beraberinde büyük bir yoksullaşma getiriyor. Neyin yoksullaşması bu? Kültürel ve ruhani yoksullaşma. Sanat ve estetiğin salt turizme ve paraya bürünerek gelen bir yoksullaşma. Kitaplar etrafında dolaşan, konuşan, satın alan ve tartışan ortamın yokluğuyla gelen yoksullaşma.

30 yılı aşan bir kitap şöleni geleneğinin yıkılması ile karşı karşıyayız bugün. Ne kadar çok kolay gelenekleri yıkıyoruz. Turizm, para ve siyasal değişimler bunu yapıyor. Camilerin iman ve ruhaniyetini besleyen insanlar da gelenek olmayınca çekiliyorlar. Canlılık da kayboluyor. İstanbul’u İstanbul yapan “şehir ruhu” çekiliyor. İstanbul’u İstanbul yapan meydan ve camiler yapılış gayelerinden uzaklaşıyorlar. Fetih İstanbul’unun yok oluşudur bu. Turizmle, parayla ve müzeyle kuşatılan bir İstanbul merkezi, “fetih İstanbul” bilincini kaybeder. Kapitalizm ile fethedilir. Kapitalizmin endüstriyel seyahat ve tüketimleri, alkol ve eğlenceleri şehrin merkezine çöker. Gavur topları, gavur füzeleri ve gavur tankları gezmiyor Sultanahmet meydanlarında. Ancak onlardan daha tehlikeli olan kuvvetlerle işgale uğruyor. Turizm işgal kuvvetleri, salt para işgal kuvvetleri, salt müze işgal kuvvetleri…

Sultanahmet Dini Kitap Fuarı, İstanbul’un ruhaniyetini ve kültürünü besleyen bir kaynak. Menzilde kitabın yer alması kitabın hayatımızdaki merkezini anlatır. Çeyrek yüzyılı aşan bu geleneği daha da güzelleştirmeliyiz. Bu nedenle Sultanahmet Kitap Fuarı’nı ve kitabın Sultanahmet Ramazan günlerindeki hakimiyetini istiyoruz. İstanbul’da kitapla yaşayan, kitapla anlam bulan ve kitapla kültüre katkı sağlayanlar olarak Sultanahmet Dini Yayınlar Kitap Fuarımıza sahip çıkalım. Diyanet İşleri Başkanlığı, Kültür Bakanlığı ve bütün kitap severleri bu mesuliyete çağırıyorum!

#​İstanbul
#Ramazan
5 years ago
Sultanahmet’te kitap fuarını kovmak
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi