|
Canlı bombayla aynı partiye oy verenler ve Kobani gerçeği
Canlı bomba Seher Çağla Demir'in Kobani'deki PKK/YPG kamplarında eğitim aldığı belirlendi. Bu durum HDP çevresi, seçmenleri ve Selahattin Demirtaş için herhangi bir anlam ifade etmiyor elbette.


Kobani ise belki de bugün yaşadığımız acıların büyük bir kısmının kurgulandığı kasaba olarak karşımızda duruyor. Uğruna büyük provokasyonlar atlatmamıza rağmen var gücümüzle yardıma koştuğumuz
eşik dibimizdi o kasaba
oysa.


Yaklaşık 350 bin insanın yaşadığı Halep'e bağlı Kobani'nin güvenliğini sağlayan Suriye rejimi çekildi ve Kürt gruplar bölgede özerklik ilan etti önce. Savunma amaçlı görünen bu hamlenin, sınırımızda kurulmak istenen
'Kürt devletinin'
alt yapısı olduğunu ise çok sonraları anladık. İnsanlığımıza takılıp kalan asıl 'jeton' ise daha yeni düştü.


IŞİD'li katiller sürüsünün korkusu ile yollara düşen yaşlıları, kadınları ve kundaktaki çocukları askerlerimiz karşıladı önce. Mehmetçik sivillere yardıma koşarken, Aysel Tuğluk'un başını çektiği HDP'li grup, taşlı sopalı saldırıya geçmeyi seçmişti. Sözde Kobani'de savaşmaya gideceklerdi, yol istiyorlardı.
Yasin Börü ve arkadaşları
ile birlikte 52 kişinin hayatını kaybettiği,
6-8 Ekim olayları da bu yüzden çıkartılmıştı.


İstediklerini 'gayri resmi izni' bir şekilde aldılar aslında. Kobani'deki manzara üzerinden kurdukları duygusal baskı ile üniversitelerden yüzlerce genç, HDP eli ile Kobani'ye sokuldu.


Şehir ABD'nin de desteği ile IŞİD'ten temizlendi. Fakat
HDP, PKK ve YPG'nin Kobani hassasiyeti Türkiye için başbelası bir politikaya dönüştü.
Kobani, IŞİD ile çatışmaya gittikleri iddia edilenlerin 'gerilla eğitim merkezi' haline getirildi. HDP'nin özellikle üniversitelerde oluşturduğu teşkilatlanma ile Kürt olmayan çok sayıda genç, PKK saflarında buldu kendini burada.


Cizre, Silopi, Sur ve Varto'da yaklaşık üç aydır güvenlik güçlerimiz ile çatışan
teröristler de 'şehir savaşı'nı
.
Kandil'deki yapı da bu sayede korundu.


Kızılay'ı kana bulayan canlı bomba
de bunlardan biriydi.
Eğitimini Kobani'de alan 20'li yaşlarda kaç canlı bombanın daha
olduğunu bilmek mümkün değil…


İki yıl önce Kobani'ye gidişin yolunu açan Selahattin Demirtaş'ın, 7 Haziran'dan beri terör sistematiği ile işletilen
'Erdoğan'ı devirme planının' en önemli halkası
nın da bu olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz.


Ankara'da son 5 ayda üç canlı bomba patlatıldı. İlk saldırı 10 Ekim'de Ankara Garı'nda gerçekleşti ve o gün 100 can hayattan koparıldı. Ertesi gün patlama noktasına giden Demirtaş'ın,
“Kasım'da diktatörü devirmek başkadır, diyeceğiz ve oradan başlayacağız işe"
cümlesini unutmamak lazım. Bu saldırıdan payına ve partisine düşen oyu açıkça istemişti sıcağı sıcağına. Fakat kana bulanmış bu büyük hayal gerçekleşmedi.


1 Kasım, 7 Haziran'ı da ezip geçince, HDP siyaset adına hiçbir şey üretmeden direkt terör saflarına geçti.
Kasım'da Erdoğan'ı deviremeyince Şubat'ta ve Mart'ta sivil katliamlar izlettiler tüm dünyaya.
17 Şubat'ta Merasim sokağını kana bulayan canlı bombanın tabutunu omuzlayan HDP, halka açık bir mesaj verdi aslında..


“Bu iktidarı siz seçtiniz şimdi hesabını ödüyorsunuz"
demeye getirdiler açıkça. Kobani'de eğitilen canlı bombanın avukatlığını yapmalarını hiç tartışmıyorlar mesela.


Erdoğan'ı siyaseten devirme hayaline umut bağlayan marjinal solcuları, demokratları, atadan deden CHP'lileri ve inançlı Kürtleri öylece ortada bıraktı HDP. 7 Haziran ve 1 Kasım'da
verilen 'emanet oyların' aslında, tarihin en kanlı isimlerinden Murat Karayılan'a, Kandil'de harem kuran Duran Kalkan'a gittiğini görmenin acısı var şimdi yüreklerde..
Ama nafile. HDP'nin ne zaman nereyi patlatacağı bilinmeyen terör yuvalarının merkezi, sözcüsü, taziye çadırı olmasını izliyorlar şimdi hep birlikte.


HDP meclise girdi de ne oldu peki? Beş aydır 59 vekil ile terörle mücadele konusunda siyaset ve çözüm ürettiler de biz mi görmedik? Siyaset üretemedikleri gibi teröristlere mihmandarlık yaparak, peşlerinden gelen kitleleri de kaybettiler. Bu yüzden de açık bir şekilde silaha sarılıyorlar! Çünkü silahın olmadığı yerde HDP'nin artık bir ağırlığı yok.


“Seni başkan yaptırmayacağız" söylemi ile Erdoğan'a savaş açan
Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder gibilerinin tüm siyasi iradelerinin 'Önderlik' söyleminde ve Kandil'in ipoteğinde olduğunu görenler
şimdi ne düşünüyor acaba?


Peki ya
canlı bomba ile aynı partiye oy verip
, aynı hayali kurmak nasıl bir duygudur. Bir yandan büyük bir acı çekerken bu içler açısı hali merak etmeden duramıyor insan..
#Kobani
#HDP
#PKK
#Canlı Bomba
#Selahattin Demirtaş
8 yıl önce
Canlı bombayla aynı partiye oy verenler ve Kobani gerçeği
Romantizmle gerçeklik arasında: Filistin ve TİKA
FETÖ ile bağlantılı kaç “birey” 15 Temmuz’da Gülen irtibatını kanıtlar? İngiltere Parlamentosunun 15 Temmuz Raporu
Kara dinlilerle milletin savaşı
Başını örten kızlar felsefe bilmelidir
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…