|
Baba ve Piç"i eleştirmek başka, Elif Şafak"ı yargılamak başka

Elif Şafak''ın son romanı Baba ve Piç etrafında kopartılan fırtına, tek celsede verilen beraat kararıyla nihayet sükun buldu. Gerçi, harareti yükseltmek için mahkeme önünde biriken kalabalık, öfkesini afiş yakarak kısmen söndürse de, birilerini gönül rahatlığıyla tartaklayamadığı için mutat eylemlerine birkaç gün daha devam edecektir ihtimal.

Her davada sahne aldıkları için artık yabancılamadığımız, karşımıza hep aynı repliklerle çıktıkları için ne diyeceklerini merak etmediğimiz kalabalık, kendilerini meşgul edecek yeni bir davaya kavuşur kavuşmaz Elif Şafak''ın peşini de bırakacaktır elbet.

O kalabalık artık bildik bir kalabalık ama şehit annelerinin oradaki varlığı hâlâ yadırgatıcı, bana göre. Ölü oğullarının acısını dindiremedikleri, öfkelerini akıtacak kanal bulamadıkları, birilerinin birini işaret edip “İşte vatan haini!” demesiyle işleyen şartlanmışlıkla, hınçlarını gösterilenin üzerine boşaltmak için mi geliyorlar oraya, şehit anneleri? O yüzden mi sanki oğullarının katili yargılananmış gibi dişlerini sıkarak slogan atıyor, afiş çiğniyorlar?

Ama işte o anneler sakinleşseler bir, sergilenen taşkınlığın amacı ve sonuçları üzerine birazcık düşünseler, bir düşünceyi yazarak söyleyerek ifade etmekle, insan öldürmek arasındaki dağ iriliğindeki farkı hemen fark edecekler. Mesela Baba ve Piç''i ya da Şafak''ın diğer romanlarını bir okusalar, gösterenin gösterilene giydirmeye çalıştığı cürmün ölçüsüzlüğünü de sorgulayacaklar.

Zaten bütün problem tartışılması gerekeni kendi çerçevesinde ve bağlamında tartışmayı başaramamak. Bir romanı beğenmeyebilirsiniz. Dilini anlatımını problemli, olay örgüsünü ve kahramanlarını gerçek dışı bulabilirsiniz. Mesela oluşturulan atmosfere bayılırken, temanın işlenişine gıcık olabilirsiniz. Yahut yan karakterlerden birini o kadar seversiniz ki, yazara kızarsınız bile; neden romanın esas kahramanı o değil diye.

Eleştirilerinizi arkadaşınıza eşinize dostunuza anlatabilir, bu romanı almayın, okumayın diyebilirsiniz. Hatta tutar, yazara mail atarsınız. Daha da kesmezse, oturup sıkı bir eleştiri yazar, bir dergide ya da gazetede yayınlanmasını sağlarsınız. İçerdiği fikir ve hükümlerden, okuruna geçirmeyi başardığı duygudan dolayı eleştirmek isterseniz de, yapacağınız aynı şeydir. Yazar gibi kaleminizi kullanır, bir eleştiri yazarsınız. O kadar.

Yeni Şafak Kitap''ın üçüncü sayısında benim de bir eleştirim yayınlandı Baba ve Piç üzerine. Yazarın, henüz sağlıklı bir şekilde tartışmayı başaramadığımız Ermeni meselesi üzerinden bir roman kurması falan değildi elbette eleştiri noktam. Her konunun her şekilde yazılabileceğine, yazılması gerektiğine inanırım. Benim eleştirim, uluslar arası hesaplaşma alanına giren hayli ısırgan bir konuyu romanın merkezine oturtmasına rağmen karakterlerin işlenişindeki uyumsuzluk, mesele üzerine konuşma / konuşamama durumunun oluşturduğu dengesizlik ve bu durumun iki taraf / iki cephe arasındaki gerilime olası etkileriydi. Yazarın hakkı olan özgürlüğü kullanarak kurguladığı romanın, Türklerin ve Ermenilerin geçmişin zehrinden ancak birbirlerini dinlerlerse kurtulabileceklerini savlamasına rağmen, karakterlerden kaynaklanan bir inandırıcılık sorunu barındırdığıydı yani yazdığım.

Yazının yayınlanmasından sonra romana haksızlık ettiğimi belirten az sayıda eleştiri ile eleştirilerimi yerli yerinde bulduğunu belirten çok sayıda tebrik maili aldım. Hiç kimse ''romanı okurken kendini aşağılanmış hissettim'' demiyordu ama.

Elif Şafak''ın Baba ve Piç''i yazarak “Türklüğü alenen aşağıladığını” iddia edenler sanal bir gerçeklikten gerçeklik damıtmaya çalışıyorlar o yüzden. Bu durum, senaryo gereği ölen dizi kahramanlarına helva döküp mevlit okutanların yaşadığı bir ülkede abes kaçmasa da ve bir ''hiç'' uğruna yargılanan yazar beraat etse de, Baba ve Piç''i edebiyat kriterine vurmak yerine yargılamaya kalkmanın utancı kaldı işte, yine de geriye.

18 yıl önce
Baba ve Piç"i eleştirmek başka, Elif Şafak"ı yargılamak başka
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi