Böyle umumi bela ve musibetler karşısında bu ‘en yakın dünyayı’ hayalde olsun aşamayanlar şununla yetinirler; havalar ısınır, kıvılcım çıkar, maddenin yanma hızı artar ya da birisi bir kibrit tutuşturur yangın çıkar. Dünyanın çeşitli bölgelerinde milyonlarca yıl süren oluşumların etkisiyle fay hatları oluşur. Gaz gibi etkileyici bir sebeple bu faylar kırılır depremler olur. Atmosferdeki hareketler yüksek ya da alçak basınçlar meydana getirir güçlü yağmurlar, dolu ve sağanaklar yağar, seller, heyelanlar oluşur. Bütün bu ve benzeri olayların bizim yapıp ettiklerimizle hiçbir alakası yoktur. Bunlar tabiatın kurulu kanunlarıdır.
Kısaca bu düşünceler bilimden başka ilah tanımayanların cahilliği ve bağnazlığıdır.
Peki, Kur’an-ı Kerim bu olaylar için ne diyor, dindar bilinç bunlara nasıl bakmalı? Bunu da pazar günü yazalım inşallah.