|
Siyasi ayak…

Atatürk, Cumhuriyeti ilan ettikten sonra çok partili sistem denemeleri yaptı.

Şu ya da bu sebeple başarılı olamadı, vazgeçti.



“Şu ya da bu” dememe bakmayın, neden vazgeçtiğini hepimiz biliyoruz aslında.

Cumhuriyet rejimi oturmamıştı, tartışılıyordu…

Kurulacak yeni partiden “sistem içinde kalarak” siyaset yapması istendi.

Bu girişim, muhaliflerin Cumhuriyet hakkında ne düşündüklerini, yeni sistemi nasıl algıladıklarını gösteren ilk denemeydi.

Belki de yapılması planlanan Cumhuriyet devrimlerine muhalefeti de ortak etme çabasıydı.

Olmadı…

O dönemde meclis açıktı fakat örgütlü legal muhalefet yoktu.

Bireysel itirazlar, gizli oluşumlar halinde sürdürülen bir tartışma ortamı vardı.

Atatürk, olanı biteni izledi, Cumhuriyet devrimlerini muhalefetle birlikte yapamayacağına karar verdi.

Temelini “Türk Tarih Tezine” dayandırdığı devlet modelini, batılı muadillerinden de istifade ederek kendi başına kurdu.

O günlerden kalma bir alışkanlık olacak ki…

Türkiye sağı bir yönüyle, gizli de olsa, Cumhuriyet devrimlerine muhalefet etme üzerine sistemleşti.

Halkın talepleri doğrultusunda devleti yönetmek için Ankara’ya gelen sağcılar, devletin taleplerini halka iletmeleri için geri gönderildi.

Mesela Demirel bu işi çok iyi yaptı...

Ne halktan vazgeçti, ne devletten, gitti geldi, gitti geldi.

Temsil ettiği siyasi hareket, aralıklarla da olsa, uzun süre devletle çalışmayı becerdi.

Özal, Demirel’in aksine devleti görmezlikten gelerek, Cumhuriyet rejimiyle uğraşmak yerine muhataplarını dünyadan seçti.

Bir sağcı olarak devletin asıl temsilcilerine “Çok geri kaldınız, dünya nereye gidiyor siz nereye gidiyorsunuz” diyebilen ilk kişiydi.

Özal, devlet adamına dönüşmedi, dönüştürülemedi, hizmet adamı olarak vefat etti.

Şimdi bu günlerde…

Türkiye, son derece mühim meselelerle uğraşırken, FETÖ’nün siyasi ayağı tartışılıyor, kimdir bunlar, hangi partilerdendir, neden ortaya çıkarılmıyorlar, diye soruluyor.

Aslında bu soru, FETÖ’den sonra sağcıların Cumhuriyet devrimleriyle olan problemlerini sürdürüp sürdürmediklerini anlamak için soruluyor.

İsimler çok da önemli değil…

Sağ geleneğin ikinci meclisten başlayıp günümüze kadar getirdiği itirazlarında ısrar edip etmediği test ediliyor.

Yoksa Deniz Baykal’ı, CHP’nin başından indirip Kemal Kılıçdaroğlu’nu o koltuğa oturtan iradenin siyasi ayağını sorgulamak hangi CHP’linin işine gelir?

Ecevit’i feda etmeyi göze alabilirler mi mesela…

“Siyasi ayak” diyerek, Cumhuriyet devrimlerini yeniden tartışmanın faydalı bir şey olduğunu mu düşünüyorlar acaba?

15 Temmuz’da, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu sokaklara bir afiş astı.

Bu afişte “darbe ve adalet” sözcüklerine vurgu yapıldı, afişin ortasından geçen kırmızı çizgi darbenin üstünü, adaletin altını çiziyordu.

Başkan Çerçioğlu, 15 Temmuz şehitlerine rahmet dilerken aynı zamanda halkının neyin üstünü, neyin altını çizeceğini çok iyi bildiğini vurguluyordu.

Bu afiş “siyasi ayak” arayışında olanlara çok şey anlatıyor bence.

Daha önemlisi…

Siyasi ayağı ararken gövdeyi kaybetme riskini hatırlatıyor.

Eğer bu “siyasi ayak” ısrarı devam ederse, FETÖ endişesinden dolayı ses çıkaramayan muhafazakârlar bir süre sonra “FETÖ, sebep değil, sonuçtu” diyecekler.

Bu sözü bir yerlerden hatırlıyorsunuz, değil mi?

Daha on yıl önce oy verdiğimiz partiye kapatma davası açmasaydınız…

Kılık kıyafetimizle devlet kurumlarında çalışmamızı yasaklamasaydınız…

Okullarımıza kat sayı engeli koymasaydınız…

28 Şubat’ta hükümetimizi devirmeseydiniz…

Diyecekler…

Bu “siyasi ayakları” bırakmazsanız, iş ciddiye binecek.

O ayaklar taa 1930’lara kadar gidecek, darbelerin üstünü, adaletin altını kimin çizdiğini, kurulan darağaçlarında kimlerin sallandırıldığını yeniden hatırlatacak, tekrar başa döneceksiniz.

Böyle yaparsanız…

İyi olmaz, hoş olmaz, dünya geçer gider, yolda kalırsınız.

En iyisi…

Toparlanın, devlet terbiyesiyle hareket edin, memleketin sorunlarını çözün.

Ayaklara değil, başlara bakın.

Adaletten, haktan, hukuktan yana olun.

Acımasız olmayın…

#FETÖ
#Siyaset
5 yıl önce
Siyasi ayak…
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset