Solun ayarını PKK, sağın ayarını FETÖ bozdu.
Siyaset iki mesele arasında sıkıştı kaldı, çıkış yolu arıyor.
Yeni söze ihtiyaç var.
Yeni hayallere, yeni umutlara, yeni vaatlere ihtiyaç var.
Eskiden böyle durumlarda seçim alternatifti.
Millete gitmek, meydanları doldurmak, atışmak, sataşmak, her şeye yeniden başlamak için fırsattı.
Son dönemde haddinden fazla seçim yapıldı.
Siyasetin edebiyatı bitti, söyleyecek sözü kalmadı, tükendi.
Mitingler Kemal Sunal filmlerinin tekrarını aratmaz oldu.
Belki…
Siyasetçiler kendilerini bu kadar öne çıkarmasalardı…
Halkın gündemini bu kadar meşgul etmeselerdi…
Ekranları, gazeteleri, billboardları, meydanları bu kadar doldurmasalardı…
Her konuda ilgi odağı olmasalardı…
Yeni bir dalga oluşturabilirlerdi.
Bir zamanlar Gümrük Birliği’ne giren Türkiye’de, siyasilerin yaptığı şovu, Avrupa Birliği’nden çıkan İngiltere’de kimse yapamadı.
Meşhur tezahüratta olduğu gibi…
Girişimiz olay, çıkışımız olay…
Hiç girmediğimiz yerden çıkmak isteyişimiz de bambaşka bir olay.
Siyaset gürültü çıkarıyor…
İnsanlar iki dakika yalnız kalır da bir şeyler düşünür endişesiyle uğultu pompalıyor.
Herhangi bir partinin sözcüsü, bakın sözcüsü, diyorum.
Açıklama yapıyor diye televizyon kanalları yayını kesip oraya bağlanıyor.
Yeni bir şey de yok…
Bıkkınlık veren, usandıran, insanı canından bezdiren beyhude tekrarlar, ezberlenmiş klişeler.
Yeni bir parti kuruluyormuş…
Her şey hazırmış.
Partinin logosu bile tamammış.
Yüz kere söyledim…
Türkiye’de, PKK ve FETÖ meseleleri sonuçlandırılmadan yeni parti kurulamaz.
Kurulsa da yeni olmaz.
Diyelim kuruldu, büyüdü, yürüdü; hatta iktidara geldi, yine bir şey olmaz.
Türkiye, 12 Eylül düzeninden tam olarak çıkmadığı müddetçe yeni bir siyaset dili kuramaz.
Türkiye’nin yeni döneme girip girmediğini, devletin karşısında oluşturulan yapıların eğilimlerine bakarak anlayabilirsiniz.
PKK defteri kapanmadan solda, FETÖ defteri kapanmadan sağda yeni parti kurulamaz.
Yeni parti kuruluyormuş…
İsmet Özel, böyle durumlar için şöyle der:
“…Yaşlanmak bana düzelme ümidi taşımanın yersiz bir beklentiden ibaret olduğunu öğretti.
Anladım ki bir şey düzelme imkânını kaybettiği için bozuluyor.
Bozulan şeyler ileride düzelmelerini sağlayacak özelliklerini korumuş olsalardı zaten hiç bozulmayacaklardı…”
Yeni parti kuruluyormuş…
Düzelme ihtimali olmayan şeyler uğruna yaşlanmayı göze alanlara hayırlı olsun.
