|
Ankara romanı üzerinden modernleşme maceramız (II)

Fethi Naci, Ankara’nın, Yakup Kadri’nin en kötü romanı olduğunu söyler. Edebî açıdan pek değeri olmayan Ankara romanını sosyolojik olarak değerli bulmamın sebebi; hem yazarının “gelecek muhayyilesi”ni ve bu konudaki oldukça sınırlı hayal dünyasını ele veriyor hem de roman boyunca üç erkekle evlendirilen Selma tipi üzerinden cumhuriyet aydınının “ideal eş” algısını ortaya koyuyor olması.


Ankara romanında iki tane “geniş aile” vardır: Para kazanmak açısından başarılı sosyal muhit edinme noktasında “zavallı” kahramanı Mebus Murat Bey’in; annesi, bekar ve şişman kız kardeşi iki çocuğu ve eşinden mürekkep şehirli ailesi ile Selma Hanım’ın bankacı Nazif Bey ile evli iken kiracısı olduğu Ömer Efendi’nin yaşlı anası, iki eşi ve çocuklarından oluşan ailesi.

Ev sahibi Ömer Efendi, Selma Hanım’ın hal ve hareketlerini gözetlediklerini ve ondan etkilendiklerini gördükçe, Selma Hanım’a duyduğu öfkeyi karılarını döverek yatıştırmaya çalışmaktadır.

Yakup Kadri’nin roman boyunca üç farklı erkekle evlendirerek oluşturduğu çekirdek aile yapısında Selma Hanım, Cumhuriyet erkeğinin ideal kadın arayışına verilmiş bir cevap mıydı?

Selma Hanım’ın ilk eşi bankacı Nazif Bey’i dışarda tutarsak Yüzbaşı (daha sonra Miralay) Hakkı Bey ve muharrir Neşet Sabit, Selma Hanım’ı başkasının haremi iken beğenmiş idiler.

Yüzbaşı Hakkı Bey, Selma Hanım’ı Nazif Bey’e, Neşet Sabit de Hakkı Bey’e layık görmemektedir. Layık görmeme izleği için Yakup Kadri’nin dayandığı toplumsal bir veri var mıdır?

Yakup Kadri Ankara romanını 1934 yılında yayınladı. Cumhuriyetin popüler kültür kodlarını inşa etme süreci için magazin dergilerinin anketleri çok önemliydi. Nitekim Zafer Toprak Türkiye’de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm (1908-1935) adlı kitabında “Yeni Hayat”ın “yeni aile”si oluşturulurken “çekirdek aile” inşasının dergiler üzerinden izini sürer.1927 yılının bahar aylarında Haftalık Mecmua “Hangi kızla evlenmeli” anketini düzenler. Adı geçen dergi bir yıl önce de bir Leyla Hanım tipi kurgulayarak onun karşısına farklı meslek ve yaş ve gelir gurubundan on tane erkek aday çıkarır ve okuyucularına “Sizce Leyla Hanım hangisiyle evlenmeli?” sorusunu sorar. En çok oy alan 1., 2., 3. adayları bilen okuyucular arasında kura çekilerek para ödülü verilecektir. Okuyucular Leyla Hanım için annesinin dayısının oğlu olan Robert Koleji mezunu bankacı Ekrem Bey’i uygun görürler. Anketi düzenleyenler Cumhuriyet ruhuna uygun olması için Leyla Hanım’ın görüşünü de almıştır ve okuyucuların çoğunluğu ile Leyla Hanım’ın tercihi buluşmuştur.

Leyla Hanım’a ideal eş olacak adaylar arasında en düşük oyu avukat, muharrir ve müzisyenin almış olması dikkat çekicidir.

Leyla Hanım’a ideal eş arayan Haftalık Mecmua, bir yıl sonra “Hangi Kızla Evlenmeli” sorusuyla yeni bir anket başlatır, anketin gerekçesi şöyle izah edilir: “Hangi kızla evlenmeli? Türkiye’de bunu düşünen yüz binlerce genç var. Aile saadetine kavuşmak, bir yuva kurmak için nasıl bir kadın lazımdır? Güzellik, zenginlik, ahlak, irfan, marifet, iffet gibi evsaf içinde en evvel aranılacak olan hangisidir? Mesela siz bekarsınız diyelim evlenmek istiyorsunuz, fakat acaba nasıl kız tahayyül ediyorsunuz?” (Zafer Toprak, a.g.e., 330)

Adaylar şöyledir: Hukuk Öğrencisi Ulviye Perihan Hanım, Sosyetik Kız Feriha Şevket Hanım, Osmanlı Tipi Mediha Hanım, Moda Düşkünü Nevire Nermin, Bilim Kadını Bedia Nuri Hanım, Anadolu Kadını Nimet Hanım, Geleneksel İstanbul Kızı Melahat Hanım, İşkolik Muazzez Cevad Hanım.

“İdeal tip” e oy verenler arasında yapılacak çekilişte birinciye 25 lira, ikinciye 15 lira, üçüncüye 10 lira para ödülü verilecektir.

Ankete on bine yakın kişi katılır. Sorulan soruya cevap vermek için hazır bekleyen on bin kişi, dergi tirajı hakkında da bilgi veriyor.

Oylama sonunda “Osmanlı Tipi Mediha Hanım” birinci , “Anadolu Kadını Nimet Hanım” ikinci seçilir: “Bu netice gösteriyor ki, karilerimizin pek büyük ekseriyeti salon dedikodularından uzak, sakin aile kızlarını tercih etmektedir.”

İdeal eş için üçüncü olan Bedia Nuri Hanım “bilim kadını”, dördüncü ise kendi parasını kendi kazanan “İşkolik Muazzez Cevad Hanım”dır.

Haftalık Mecmua’nın anketleri için ortaya konan tiplerin dönemin edebiyatçıları tarafından “inşa” edildiği biliniyor.

Yakup Kadri’nin Ankara romanındaki Selma üzerine konuşurken neden Haftalık Mecmua dergisinin anketlerinden bahsetme ihtiyacı duydum? Zafer Toprak kiminle evlenmeli sorusu için çoğunluğun “Osmanlı Tipi Mediha Hanım”ı tercih etmesinin sebebini Türk erkeğinin şövalye ruhu ile bağdaştırıyor: “Oylama sonucu, büyük bir çoğunluk Mediha Hanım’ı tercih etmişti. O yıllarda şövalye ruhlu Cumhuriyet erkeği pek kadın-erkek eşitliğinden yana değildi. Kurtaracağı ve kendine ram edeceği kadını arıyordu.” (s.337)

Yakup Kadri; Selma Hanım’ın ikinci evliliğini yaptığı Hakkı Bey’in ve üçüncü evliliğini yaptığı Neşet Sabit Bey’in kendilerini Selma Hanım’ın kurtarıcısı olarak gördüklerini satır arası olarak izah eder.

Hakkı Bey Selma Hanım ile “salon kadını” olacağı konusunda hiçbir tereddüt duymadığı için evlenmiştir. Tek istediği başka erkeklerle rahatça dans eden, güzelliği ve şıklığı ile göz kamaştıracak bir kadına kavuşmaktır.

Selma Hanım Hakkı Bey’in kadına bahşettiği bu özgürlükten zaman zaman mustarip olur: “Hakkı Bey’in senede birkaç bin lira sarf ederek süslediği lavantalarla bir tropika çiçeği haline sokup nice dans kavalyelerinin kolları arasına bıraktığı bu kadının bir lüks eşyasından, bir faydasız süsten-nihayet tutalım da- bir zevk aletinden farkı neydi? Bu milli oluş içinde ne gibi müspet rolü vardı? Neye yarıyordu? Ne yapıyordu?”

Selma ontolojik bunalımını çalışarak aşmayı düşünür. Bu isteğine eşi Hakkı Bey cevap bile vermeyecektir.

Selma Hanım niçin çalışmak istediğini izah ederse belki kocasının cevap vereceğini düşünür: “Hayatımı kazanmak için değil, fakat bir şeye yaramak için. Bizi yalnız süsleyip dans ettirmek için mi açtınız? Yalnız buna yarayan bir kadın hürriyetinin ne kıymeti var?” (s.152)

Bu izah karşısında Hakkı Bey cevap vermiş midir? Evet, alay eden bir cevap: “Geriye alırsak kıymetini o vakit anlarsınız.”

Yakup Kadri ideal evlilik için eşlerin çalışmasının şart olduğu bir aile ocağı teklif etmektedir. Çalışmak, ama nasıl çalışmak?

Devam edeceğiz inşallah.

#​Fethi Naci
#Ankara
#Yakup Kadri Karaosmanoğlu
6 yıl önce
Ankara romanı üzerinden modernleşme maceramız (II)
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’