
DYP lideri Mehmet Ağar ile ANAP''ın eski lideri Mesut Yılmaz bir araya gelip ''sağda ittifak'' konusunu görüşmüşler. İki taraf da ''gizliliğe riayet ettiği'' için dışarıya sızan bütün bilgi bu. Anavatan Partisi''nin şimdiki lideri Erkan Mumcu da, ''sağda ittifak'' konusundaki olumsuz tavrını değiştirmiş; “Türkiye''nin ihtiyacı… Arkamı dönemem…” diyormuş…
Bu, önemli bir gelişme...
Uğruna askerî müdahaleler yapılan, özgürlükleri kısıtlayıcı anayasalar yazılan ''istikrar'' yüzünden Türkiye''de seçim sistemi lotarya gibi; halktan milyonlarca oy alıyor partiler, ama yüzde 10 barajını geçemedikleri için Meclis''te temsil edilemiyorlar. 1999 seçiminde lotarya CHP''ye çıkmıştı, 2002 yılında Ak Parti ve CHP dışında kalan bütün partilere…
Gerçi kamuoyu yoklamaları bu defaki Meclis''in en az üç partili (AKP, CHP ve MHP) olacağını daha şimdiden göstermeye başladı; dördüncü parti (DYP) de çizgiye çok yakın (ya biraz üstünde ya az altında) duruyor anketlerde. Erkan Mumcu''nun başına geçer geçmez grup kurabilmesi Anavatan''da da sandığa yansıyabilecek bir kıpırdanma yaşanabileceğinin işareti sayılmıştı. Saadet Partisi liderleri ise bu seçimde oylarının patlama yapacağı kanaatindeler. Sağın ünlü isimlerinin ilgi gösterdiği BBP de bu seçime iddialı giriyor. Genç Parti''nin tv reklâmlarının kitleleri heyecanlandırdığına inananlar da var.
Yine de ''ittifak'' arayışına girilmesi sistemin lotarya özelliği sebebiyle; oylar artsa bile barajı aşmaya yarayacak kadar artacak mı bakalım?
İhtiyatlı olmak elbette yararlı. Mehmet Ağar ile Mesut Yılmaz''ın buluşması, Erkan Mumcu''nun hareketlenmeye katılma mesajı vermesi, DYP-ANAP yakınlaşmasına başka partilerin de ilgi duyması arayışı ''ittifak'' oluşturmaya kadar götürebilir. Liberal Demokrat Parti lideri Cem Toker de, son birkaç aydır, gözü ''geniş ittifak''ta olan bir çalışmanın içerisinde.
Yalnızca aşırı yüksek baraj değil bu arayışların sebebi, dünyanın aldığı yeni biçim farklı siyasî çatılar altında bulunmayı da anlamsız hale getirdi. DYP ile ANAP arasında bir zamanlar ciddi çatışmalara da yol açan farkın bugün de varlığından söz edilebilir mi? Turgut Özal ile Süleyman Demirel değişik tercihlere sahiptiler, Mesut Yılmaz (veya Erkan Mumcu) ile Mehmet Ağar arasında o denli fark var mı? Yukarıda anılan bütün partiler (Ak Parti ile CHP ve bir noktaya kadar da MHP bir tarafa konursa) birleşseler ortada yadırganacak bir durum olmayacaktır.
İttifak arayanların iki sıkıntısı olduğu belli: “Birleşecekler birleşmesine ama kimin çatısı altında?” Bu birinci sıkıntı. İkinci sıkıntı da şu: “Yan yana gelen her parti oy tabanını ittifaka eksiksiz taşıyabilecek mi?”
İlk sıkıntı ''Demokrat Parti formülü'' ile aşılmak isteniyor. Bu formüle göre, ittifaka girmeyi kabul eden bütün siyasî partiler varlıklarını DP içerisine katarak sürdürecekler. İttifak yüzde 10 barajını aşmaya yararsa ne âlâ, yaramazsa fraksiyonları çatısı altında toplayan DP ile yine de yola devam edilebilir. “Bir elin nesi var?”, birkaç elin sesi bir arada daha güçlü duyulabilir.
Mesut Yılmaz''ın başını çektiği ittifak arayışı bir başka bakımdan da önemli: İster ayrı girsinler ister bir arada, sağda politika yapan pek çok kişi (ve parti) için önümüzdeki genel seçim havlu atmayla da sonuçlanabilecek bir dönüm noktası teşkil edecek...
Sorular ortada: İttifak oluşturulabilecek mi, hangi genişlikte olacak ve kimin liderliğinde seçime girilecek? Bekleyip göreceğiz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.