|
FATİH iyi, daha başka FATİH"ler de istiyoruz

Hükümetin önceki gün kamuoyuyla paylaştığı ''Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme'' (FATİH) adlı projesi heyecan verici bir ileri adım. 42 bin okuldaki 570 bin dersliğe dizüstü bilgisayar, projeksiyon cihazı, internet bağlantısı sağlanarak, üç yıl sonunda, öğrenciler, şahıslarına tahsis edilmiş bilgisayarları sınıflarında kullanabilir hale gelecek...

Gelin de heyecanlanmayın bakalım.

Heyecanımın bir sebebi, Türkiye''nin yarınlarını belirleyecek bugünkü başarılarının temelini eğitimin teşkil edeceğine inanmam ise, bir diğeri de bütün iyiniyetine rağmen Ak Parti hükümetinin en az başarı kaydettiği alanın eğitim olduğunu düşünmem… Daha doğrusu, birbiriyle ilintili iki alan olan eğitim ve kültürde fazla başarılı sayılmaz Ak Parti hükümeti. Yarın iktidarı sona erdiğinde bu iki alanda iftihar edebileceği pek az unsuru miras bırakacak.

Eğitimde araç-gereç, teknolojinin sağladığı imkanlar çok önemli elbette. FATİH projesi bu sebeple önemli. Ancak eğitimi beşikten mezara bir süreç olarak düşündüğümüzde de, gençlere belirli formasyonlar kazandıran okullar ile sınırladığımızda da ele alınmayı bekleyen pek çok yön var.

Acaba “Toz kaldırırız, niyet okuyucular yanlış yorumlar, başımıza iş açılır” diye mi eğitimde radikal girişimlerden uzak duruluyor?

Türkiye''nin çok genç bir nüfusu var ve refahın kapısını aralayacağı düşüncesiyle hemen herkes çocuklarına iyi eğitim aldırmanın peşinde. Eğitime ayrılan pay sürekli artsa da bütçe bütün ihtiyaçları karşılamaktan yine de uzak. Oysa bazı meslekler için yolu kısaltacak, buna karşılık ihtiyaç duyulan alanlarda daha iyi yetişme sağlayacak biçimde düzenlenebilir eğitim alanı.

Son yıllarda Türkiye''ye artan ilgi turist patlamasına sebep oldu, değil mi? Bunun doğal sonucu hizmet personeline duyulan ihtiyaçtır. Gelen turiste kendi dilinden hitap edebilecek, eli hizmete yatkın personele... Bunun için yüksek okul eğitimi gerekmiyor, gerekli olanın ne olduğu açık: Yeterince yabancı dil... Bunu bugünün müfredatıyla sağlamak mümkün değil.

Yapılacak şey belli: Özellikle turist akınına uğrayan bölgelerde İngilizce ve Arapça başta olmak üzere yabancı dil derslerini yoğunlaştırmak...

Sosyal bilimler uzun yıllardır üvey evlat muamelesi görüyor ülkemizde. Edebiyat dersi öylesine okutuluyor. Sosyoloji yok, felsefe yok. Bir zamanlar “Latince de okutulsun, Osmanlıca dersi konulsun” teklifleri yapılır, devrin iktidarları kulak tıkardı; şimdilerde dinleyecek bir iktidar var, teklif yapan çıkmıyor. Oysa daha düzeyli bir eğitim için özellikle zihni melekeleri güçlendirecek, hür düşünme alışkanlığı kazandıracak derslere ihtiyaç var.

Bugünün bilgisayarlı, ''google''lu dünyasında çok bilgiyle yüklemek gerekmiyor çocuklarımız ve gençlerimizi, temel bilgileri verdikten sonra aradıklarına nasıl ulaşacaklarını öğretip onları sağlıklı düşünme yöntemleriyle mücehhez kılmak şart.

Madem FATİH projesiyle teknoloji yüklemesi planlandı, buna ek olarak yarının hür düşünceli insanlarını yetiştirmeye yarayacak bir proje daha düşünülmeli: Eğitimi yenileme projesi... Öğretmen yetiştiren yüksek okullardan daha verimli olabilecek öğretim elemanları çıkarmayı hedefleyen, bunu yaparken de her ilde belli sayıdaki ilköğretim okulu ve liseyi en nitelikli öğretmenlere kavuşturmayı ihmal etmeyen bir proje...

''Yarın'' diye bir derdi bulunan iktidarlar her şeyden daha fazla eğitime önem verirler çünkü.

Ak Parti iktidarı heyecan uyandırıcı FATİH projesini uygulamaya koyduğuna göre, eğitimde kalıcı reformlara da el atabilir artık. Atmalı da.

13 yıl önce
FATİH iyi, daha başka FATİH"ler de istiyoruz
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…