|
Ne sivil darbesi yahu, darbe darbe...

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) sözcüleri bir amiral ile iki generalin ilgili bakanlar tarafından açığa alınmasına ''sivil darbe'' adını taktılar. Önce Kemal Anadol, sonra M. Akif Hamzaçebi... İkisi de CHP''nin grup başkanvekili konumundalar. Hamzaçebi, Anadol''dan bir adım daha ileri geçerek, generallerin derhal görevlerine iade edilmesini istedi.

Emirleri olur.

Türkiye bir ''hukuk devleti'' ise şu anda tanığı olduğumuz sürecin belirleyicisi yasalardır. 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Yasası''nın 65. maddesi, haklarında kamu davası açılan askeri personelin bağlı bulundukları bakanlarca görevden alınabileceklerini âmir. Bakanlar bu maddeye dayanarak tasarrufta bulundular; subayları açığa alma işlemi bütünüyle hukuki.

Aynı maddeye göre, Genelkurmay Başkanlığı''nın görevden alma öncesi komutanları korumak ve terfi ettirmek için gösterdiği çabalar ise hiç hukuki değil; çünkü maddenin ''e'' bendi, yargılanan subaylar için ''Terfi sırasına girenlerden açıkta bulunanların terfileri ve kademe ilerlemeleri yapılmaz'' diyor, hiçbir başka yoruma açık kapı bırakmaksızın...

Hükümet askeri hukuku iyi bilenler ve askeri yargıdan emekli bazı hukukçularla da konuştuktan sonra, çeşitli davaların sanığı olarak yargılanmakta olan dokuz general ve amirali Ağustos ayında yapılan Yüksek Askeri Şura''da (YAŞ) emekli etmek niyetindeydi; bunun için Genelkurmay nazikçe yoklandı da. Org. İlker Başbuğ''un muhtemelen kendi emeklilik günlerini düşünerek buna karşı çıkması sonucu, şimdi açığa alınan subayların terfilerinin durdurulması YAŞ''ta karar altına alınamamış, Bakanlar Kurulu kararnamesiyle gerçekleştirilebilmişti.

Danışılan hukukçular, 65. maddeye atıfta bulunarak, ilişki kesme yoluyla emekliliğin en doğru hareket tarzı olacağını söylemişlerdi halbuki.

Genelkurmay Başkanlığı''nın önceki gün yaptığı
ya bakılırsa, yasaların sivil otoriteye tanıdığı yetkinin kullanılmaması ve siyasi iradenin boşa çıkartılması için olağanüstü yollara başvurulmuş; girişimi geri çevirmek için bundan sonra da her yolun deneneceği açıklamanın havasından anlaşılıyor. Kullanılacak yöntem de belli: Askeri mahkemelerden karar çıkartarak...

Askeri yargının son anayasa değişikliğiyle alanı daraltıldı, ancak yine de askeri mahkemeler üniformalıların hak arama mercii. Bakanların görevden alma tasarrufu öncesinde, 65. maddenin açık hükmüne rağmen, hükümetin kararnameyle gerçekleştirdiği üç komutanın terfilerinin durdurulması işlemini Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) iptal edebildi.

Elbette hukuk yolları henüz bütünüyle tükenmiş değil; komutanlar mahkemelerde hak aramaya devam edebilirler...

Ne anladınız buraya kadar aktardıklarımdan? Şu anda tartıştığımız konunun bütünüyle ''hukuki'' olduğunu, değil mi? Yargılanmalarına mahkemelerin karar verdiği bu yüzden terfileri dondurulmuş üç subayın, yasaya rağmen terfi etme çabalarına, yine yasada yer alan bir hükümle ''Dur'' denilmiş oldu. Hepsi bu kadar.

Siyaset bunun neresinde? ''Sivil darbe'' diye yeri göğü inletmenin ne âlemi var?

Ha, bu arada şunu da eklemek gerekiyor: Açığa alınan subayların yargılandıkları davanın konusu siyasi ve darbeyle ilişkili... Terfileri engellenmiş subaylar, 1. Ordu Komutanlığı bünyesinde yapılan bir tatbikatı ''darbe planı''na çevirme isnadıyla suçlanıyorlar.

''Balyoz darbe planı'' hani... Bir ''düşman jeti''ni, o olmazsa kendi jetlerimizden birini düşürmek ve cuma namazı çıkışında büyük camilerin birkaçında bomba patlatıp paniğe yol açmak gibi ayrıntılara sahip olan... Ertesinde kimlerin tutuklanacaklarının listesinin de hazırlandığı iddia edilen...

CHP bu kafadan vazgeçmeli artık.

13 лет назад
Ne sivil darbesi yahu, darbe darbe...
"Bu seçimin kaybedeni yok, herkes kazandı"
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir