Akşam gazetesinin “Ekran Polisi” Burhan Ayeri aynen şöyle yazdı:

“Kanal 7 ''deki Şebnemle Fatih isimli programa ''lezzetli'' diyeceğim ama Ebru Gündeş sahip çıkacak. Oysa bu kelimeyi ilk kullanan biziz. TRT''de bir zamanlar program yapmış olan Mehpare Çelik için ''Lezzet kattı..” demiştik. Demek ki benimsendi..” (Akşam.. 29.03.2007)

Demek ki neymiş? Bir program için ''lezzetli'' sıfatını ilk kullanan kişi Burhan Ayeri imiş..

Damağımda “ekşi” bir tat bırakan bu yazıyı okuyunca açıkçası “acı acı” güldüm.

Yani ''lezzetli..” sözcüğü bu kadar orijinal bir sözcük müdür?

Örneğin “Çok tatlı bir bebek..” denildiğinde bu kez bir başka yazar “Tatlı sözcüğünü ilk kez ben kullandım, demek ki benimsendi..” diyecek midir?

Deyip de bizle “tatlı tatlı” dalgasını geçecek midir?

Sanırsınız ki, “Lambada alev üşüyor; aşk kağıda yazılmıyor Mihriban..” gibi leziz bir cümlenin sahibi...

Ve yine sanırsınız ki “Sandım ki zöhre yıldızı; şavkı beni yaktı geçti; zülüflerin kement olmuş; yar boynuma taktı geçti..” gibi kallavi bir sözlerin müellifi..

Oysa Türk şoförleri daha orijinal sıfatların mucidi değil mi?

Örneğin şambrelsiz lastik anlamına gelen “tube-less lastik”i “dubleks lastik” olarak tesmiye etmiyorlar mı?

Demek ki “top” için “meşin yuvarlak” tabirini kullanan adam büyük adammış..

Tabii bu arada “top” için “aykırı cinsel kimlik” sıfatını ilk kez kim kullandı, o da bir merak konusudur!

Güler Kömürcü''yü tanır mısınız? Kendileri Akşam''da yazar..

Yazılarında sık sık “Ey okur..” der..

Yazılarını öylesine kötü bir Türkçe ile yazar ki, yazılarının anlaşılabilir tek kısmı “Ey okur..” şeklindeki iki sözcüktür.

Örneğin şöyle bir cümle görürseniz biliniz ki bu cümleyi “Ey okurun yazarı” Güler Kömürcü yazmıştır:

“Dün Turhan Çömez aramış olduğu için görüşmüş oldum. Görüşme (mi) ne? Yoksa görüşmeme mi? Görüşüyorsam sebebi var, hor görme garibi. Zalimin zulmü varsa sevenin Allah''ı var. Kaldı ki (Zaten 16 Nisan''a ne kaldı ki) demokratların TBMM''si varsa bizim gibi kuvvacıların MGK''sı var. (Orhannn Aaabimize selam..) Ey benim vatansever ve yurtsever ve bu arada milliyetçi ve daha da fazlası kuvvacı okur kitlem (burada gülünecek?) AK Parti''nin cumhurbaşkanı adayını size yine ilk kez ben söyleyeceğim. Bu aday kim mi? Durun bi''dakka? Öyle hemen olmaz.. Yok yok sizin ''kara kızınız'' sizi meraklandırmayacak. Bu aday Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu.. Tuğcu''yu AK Partili milletvekilleri de destekliyor.. Turhan Çömez destekliyor mu artık onu siz düşünün. Ben Çömez''i destekliyorum yeter. Yeter artık ey okur, hayır yeter derken size kızmıyorum, bana kızmayın yani bugünlük yeter diyorum. Anlamadım demeyin beni anlayın yeter, zaten mutlu ol yeter.(Bu da Müslüm babamıza).Nokta.”

Evet Güler Kömürcü''nün üslubu bu şekilde.. Kömürcü''nün “Ben böyle kötü cümleler kurmam..” demeyeceğini düşünüyorum.

Der ise, belgesini sunarım.

İşte 12. 09.2006''da Akşam''daki köşesinin ilk paragrafı; aynen aktarıyorum:

“Son haftalarda (ey yazarınız adına) size pek olağan gelmeyecek bir alan çalışması pardon (bu alan çalışması tanımını yeni öğrendim de hemen cümle kurmak istedim, laf olsun diye yazdım işte) sosyal aktivasyon içindeyim; kimi geceler, Beyoğlu''nun arka sokaklarındaki değişik türkü evlerinde (ye da türkü barlarında) gayet ilginç gözlemlerim kaydındayım efendim. Güneydoğu''dan gelenlerin açtığı bu barlara ilgisi giderek artan sadece ben değilim, ilginç Amerikalı turistlerimizin de türküsever olduklarını görmek beni çoook mutlu ediyor(!)”

Kömürcü yani “diyesi ki”: “ABD Kürdistan''ı kuracak ve bu işe Kürtlerin çalıştırdığı türkü barlardan başladılar..”

Tabii, Kömürcü “Zaten Türklere bar-bar denilmesi manidardır” demek istemiş de olabilir(!)

Evet ben böyle anladım; ey Yeni Şafak okuru siz nasıl anladınız?

Anlamayan geri çekilsin; anlayan beri gelsin?!