|
Salih Memecan"a yapılan haksızlık..

Yeni Şafak''ta yazmaya başlamadan önce ilk yazıyı yazdığım mecra olan İnternethaber.com''u bu köşede birkaç kez öven yazı yazdığımı hatırlayanlar olacaktır.

Hayır; beni medya ile ilk tanıştıran saha olduğu için İnternethaber''i övmedim.

İnternethaber, düzeysiz sitelerin cirit attığı siberalemde nitelikli bir haber portalı olduğu için bu övgüyü hak ediyor.

Ama benim ilk gözağrım olan bu site geçen hafta öylesine canımı sıkan bir habere imza attı ki, bu haberi eleştirmemek kendime olan saygımı yitirmeme yol açacaktı.

Biliyorsunuz Sabah gazetesine TMSF el koydu. Bu el koyma üzerine gazetenin editoryal bağımsızlığını kaybedeceği hususunu özellikle Hürriyet ve Vatan yazarlarından bazıları diline doladı.

İşte bu tür eleştirilerden birini de İnternethaber.com yaptı.

Salih Memecan''ın Sabah''ta yayınlanan bir karikatürünü “Gitti Bizimcity, geldi AKcity” başlığı ile haberleştirdi. (04.04.2007)

Haberde özetle ve mealen deniliyordu ki: “Sabah''a TMSF tarafından el konulunca bu el koymanın editoryal bağımsızlığa olan etkisi Sabah''ta hissedilmeye başlandı. Örneğin Salih Memecan''ın aşağıdaki karikatürü hiç de objektif değil. Bizimcity, bu esintiden nem kaptı, oldu AKctiy..”

Evet İnternethaber böyle yazdı.. Peki karikatürde (Sabah. 03.04.2007) ne vardı? Şu vardı:

Birisi yanındakine hitaben: “Hocam bizim üniversitelerden dünya sıralamasına giren var mı?”

Hoca cevap veriyor: “Yök”

Elbette herkesin espri anlayışı farklıdır; bazıları bu espriyi beğenir bazıları beğenmez.

Ancak, Salih Memecan''ın bu karikatürünü “hükümete yalakalık” olarak nitelendirmek İnternethaber gibi nitelikli bir haber sitesine yakışıyor mu?

Salih Memecan, karikatür çizmeye veya YÖK''ü eleştirmeye bir hafta önce mi başladı?

Memecan, yıllarca YÖK''ü savundu da Sabah''a TMSF el koyunca mı YÖK''ü eleştirmek aklına geldi?

Memecan gibi her daim özgürlüklerin yanında yer alan berrak bir beyni bir kalemde “çizmek” hakkaniyetli bir davranış mıdır?

Yeri gelmişken belirteyim: 80''lerin ortalarında Nokta dergisi efsanevi bir kapak yapmıştı.

YÖK Başkanı İhsan Doğramacı''yı İstanbul Üniversitesi''nin Beyazıt''taki ana kapısının üstüne pantolonunu sıyırmış bir vaziyette otururken resmeden o kapağın “mucidi” Salih Memecan''dı.( Kaynak: Engin Ardıç''ın, “Doğru Söyleyeni Dokuz Köyden..” isimli kitabı..)

Kaldı ki, o dönemde Tayyip Erdoğan Başbakan değil, Refah Partisi''nin İstanbul İl Başkanı''ydı..

O dönemde Nokta dergisine el konulmuş da değildi. Çünkü ortada TMSF diye bir kurum yoktu!

Evet ne Ahmet Ertürk, Salih Memecan''a “Şunu çiz..” diyecek kadar “çizmeyi aşan” bir ahlaki zaafla maluldür ne de Memecan “üstü çizilecek” kadar haysiyetsiz bir kalemdir..

Bunun “altını çizmekte” fayda var..

Bir popülist yazar...

Yılmaz Özdil''i tanıyorsunuz..

Yıllarca “eski” Star gazetesinin yazı işleri müdürlüğünü yapan Özdil''in, Sabah gazetesinin 3. sayfasının sağ üst köşesinde kaleme aldığı yazılar popülizmin nasıl popüler haline geldiğinin çarpıcı örneklerinden oluşuyor.

ATV''de çarşamba geceleri yayınlanan “Son Baskı” isimli programda Ergun Babahan''ın karşısında da aynı popülist söylemleri devam ettiriyor.

Son Baskı''da Yılmaz Özdil''in üslubu o kadar tahrik edici ki, örneğin Ergun Babahan''a “Sizin tayfa..” diyebiliyor.

Oysa Babahan''ın “tayfası”, askeri vesayet kültürünün sona erdirilmesini ve hukukun üstünlüğünü savunanlar ile YÖK''ün dayatmacı zihniyetini, Cumhurbaşkanı Sezer''in demokrasi dışı söylem ve icraatını eleştirenlerden oluşuyor.

Özdil, 04.04.2007 tarihinde Sabah''taki köşesinde aynen şöyle yazdı:

“Kişi başına milli gelirin 300 dolar yükselip 5.500 dolara dayandığını söylüyorlar.

Rahmi Koç ile senin maaşı topluyorsun, sonra 2''ye bölüyorsun, çıkan rakam senin "kişi başına düşen milli gelir"in oluyor..”

Şimdi Özdil''in bu mantığını tahlil edelim..

Diyelim ki benim yıllık gelirim 100 YTL; Rahmi Koç''un yıllık geliri ise 1000 YTL..

Bu ikisini toplayıp ikiye böldüğümüzde benim gelirim 550 YTL, Koç''un geliri de 550 YTL oluyor.

Özdil burada demek istiyor ki: “Senin gelirinle Koç''un gelirini toplayıp ikiye bölersen 550 YTL oluyor. Sen de zannediyorsun ki senin gelirin yıllık 550 YTL.. Oysa bu sanal bir artıştır..”

Şimdi düz mantıkla bakanlar “Özdil, doğru söylüyor..” diyecektir. “Bir taraftan” bakarsanız, Özdil hakikaten doğru söylüyor..

Ama “diğer taraftan” bakarsanız şöyle bir “hesap” da ortaya çıkıyor:

Benim gelirim “Koç''un geliriyle” toplanıp bölündüğü için ben 450 YTL daha fazla gelir elde etmişim gibi görünüyor.

Ama bu kez Koç''un geliri “benim gelirimle” toplanıp bölündüğü için Koç''un 1000 YTL''lik geliri 550 YTL''ye düşmüş olmuyor mu?

Bu durumda Rahmi Koç kalkıp “Bu hükümet döneminde benim milli gelirim neredeyse yarı yarıya düştü..” diyor mu?!

Evet Özdil bir parti kursa iddia ediyorum Cem Uzan''ın Genç Parti''sinin oylarının % 95''ini alacaktır(!)

17 yıl önce
Salih Memecan"a yapılan haksızlık..
Fazilet ve Türkiye"nin geleceği
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim