|
Selam durmadık rahat da durmayacağız

''Yeni Şafak dünkü manşetinde paralel yapının son marifetini yazdı. TİB''de ele geçirilen belgelere göre, rahmetli Necmettin Erbakan ve her görüşten 63 kişiyi sahte isimler ve uydurma suçlamalarla dinlemişler. Devletin stratejik kurumlarında görevli bürokratları takip etmişler.''

Yukarıda tırnak içinde yazdıklarım Türkiye''de suç. Ben dahil Yeni Şafak yetkilileri, bu haberi köşesinde yorumlayan yazarlar, alıntı yapan medya kuruluşları suç işledi.

17 Aralık darbe girişimiyle ilgili haber yapan gazeteciler, yorum yazan her köşe yazarı bu suçu her gün işliyor.

Ben demiyorum bunu. Paralel yapının adının geçtiği neredeyse her habere, her yoruma tekzip kararı veren hakimler, soruşturma açan savcılar, ''hakaret'', ''iftira'' gibi katalog gerekçelerle ceza kesen mahkemeler diyor.

***

17 Aralık operasyonlarını darbe girişimi gören gazetelere yargı baskısı o kadar yoğun ki basın özgürlüğünde Türkiye''yi Nijerya ile eşitleyen Freedom House, adliyelere bakarak ''aparat gazeteci''nin verdiği bilgilerden daha esaslı bulgular elde ederdi.

''Erdoğan iktidarında Türkiye''nin itibarı yerlerde'' yazıları döşenen Ekrem Dumanlı ve bilumum cemaat yazarları ile Kadri Gürsel gibi ihbar müesseselerine de daha kullanışlı malzemeler çıkardı.

Allah''tan Özgürlükler Evi''nin basın özgürlüğünün üzerinde Demokles''in kılıcı gibi sallanan yargı kararlarıyla işi yok da Türkiye Nijerya seviyesinin altına düşmedi!..

***

Neyse asıl meseleye dönelim.

Paralel yapılanmayla ilgili haber yapan medya kuruluşları basın tarihinde görülmemiş yargı baskısıyla karşı karşıya. Belgeli, doğru bir habere bile yalanlama kararı çıkarılabilen tekzip sistemi, gazetelerin, gazetecilerin itibarına saldırı için kullanılıyor artık.

Öyle kararlar geliyor ki önümüze hakimin haberi dahi okumadığını ilk bakışta anlıyorsunuz.

Şikayetçinin haberde adı geçmediği halde iftiraya uğradığına hükmeden hakimler mi ararsınız, şikayetçinin gazeteye hakaretini tekzip diye onaylayan mahkemeler mi?

Sindirme çabası komedi boyutuna vardı anlayacağınız!

Fethullah Gülen''in kendisinden bahsedilmediği halde sırf paralel yapının adı geçti diye yaptığı suç duyurularının işleme konup dava açılmasından bahsetmiyorum bile.

Mesela Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi, dönemin TİB Başkankanvekili Nihat Osman Şen''in başvurusu üzerine kurumda müfettişlerin tespit ettiği yasadışı dinlemeleri yazan 8 gazetenin internet sitelerinden 23 haberin çıkarılmasına hükmetti. Hukuk fakülteleri öğrencilerine komedi bahsinde örnek gösterilecek karar, bir üst mahkemeden dönmeseydi, Şen''in adının geçmediği o haberler gazetelerin hafızasından silinecekti.

***

Başka bir örnek.

MİT TIR''larına Adana''da yapılan baskında Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu''nun da adı geçti. Bu köşede ''Eski vesayetin Pirus zaferi'' (4 Nisan 2014) başlığı ile Ergenekon ve Malatya davasındaki tahliyeleri yorumlarken, Celepoğlu''yla ilgili Balyoz kapsamında daha önce basında dile getirilmiş iddiaları hatırlatıp, TIR olayıyla ilgili hakkında soruşturma başlatıldığını yazdım. Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi, paşayla ilgili iki paragrafa bakıp, yazının tamamını hakaret ve iftira suçu saydı ve eşine az rastlanır bir kararla internet sitesinden çıkarılmasına hükmetti.

Ancak...

Ankara''daki mahkemenin siteden çıkarılmasını istediği yazıya İstanbul Adliyesi''nde basın suçlarına bakan savcı ise takipsizlik kararı verdi. Bir mahkemenin yok edilmesini istediği yazıyı, savcı soruşturmaya gerek bile duymadı. Kararın gerekçesinde meslektaşlarına da basın özgürlüğü dersi verdi:

''Yazının tamamının şikâyetçiyle ilgili olmadığı, AİHM ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda hakaret niteliğinde olmadığı, şikâyetçinin olay yerindeki jandarma biriminin en üst komutanı olduğu nazara alındığında bütün olaylarla bağlantılı olarak yorum konusu yapılmasının kamuoyunun bilmesi gereken haber ve bilgilendirme kapsamı içerisinde kaldığı, dolayısıyla yapılan haber ve yorumların atılı suçları oluşturmayıp haber verme ve basın özgürlüğü kapsamında kaldığı anlaşılmıştır.''

Yazıdan yaklaşık bir ay önce, 16 Şubat''ta, Yeni Şafak''ta yayınlanan ''Paşanın TIR pazarlığı'' başlıklı haberde Celepoğlu''nun arama yapacak personeline verdiği iddia edilen talimatlara yer verilmişti. Yazının internet sitesinden kaldırılmasına gerekçe gösterilen Paşa''nın operasyondaki rolüyle ilgili tek cümlelik iddianın çok daha ötesinde ayrıntılı bilgiler vardı haberde. Bu haber için yapılan suç duyurusu da basın özgürlüğü ve kamuoyunun bilgilendirilmesi kapsamında değerlendirildi. Suç duyurusu takipsizlikle sonuçlandı.

***

Örnek çok ama yerimiz dar.

Bir tarafta paralel yapıya dokunana had bildirme gayretiyle komik duruma düşen mahkemeler, diğer tarafta AİHM ve Yargıtay içtihatlarıyla basın özgürlüğünün sınırlarını genişleten yorumlar. Aynı haber ya da yazı için birbirine zıt kararlar, kanunun farklı yorumlanmasıyla izah edilemiyor maalesef.

Türkiye''ye operasyon çekenlere karşı eğilmeyen gazeteleri yargı eliyle sindirmeye çalışanların, askerden brifing alan yargıçların bugün nerede olduğunu sorgulaması lazım.

Selam durmadık rahat da durmayacağız.

Cevap ve düzeltme

Yeni Şafak Gazetesi''nin 12.03.2014 tarihli nüshasının 15. Sayfasında Fuat ATİK''in köşesinde ''Eski vesayetin Pirus Zaferi...'' başlıklı yazısında yer alan müvekkile yönelik iddialar tamamen asılsız, müvekkilimizin kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Söz konusu yazı sebebiyle tekrar ifade etmek gerekir ki; Adana Jandarma Bölge Komutanlığı ve Adana Jandarma Bölge Komutanı olarak müvekkilimizin 19.01.2014 tarihinde Adana Ceyhan''da meydana gelen TIR arama olayıyla ilgili yasal yetki ve görevi bulunmadığından, bu olaya herhangi bir müdahalesi olmadığı gibi haberde yansıtıldığı haliyle olayda herhangi bir emir ve talimatı da olmamıştır. Müvekkilimiz herhangi bir yapılanma üyesi olmadığı hiçbir soruşturma veya davaya müdahalesi olmamış ve haksız ve hukuka aykırı herhangi bir eylem içerisinde yer almamıştır. Adli makamların emir ve talimatları ile yapılan bir göreve müvekkilimizi her seferinde asılsız iddialarla dahil etme çabası ile kaleme alınan, belli bir kesim medya grubu tarafından başlatılan ve devam ettirilen karalama kampanyası niteliğinde, yanlı, taraflı, ve gerçeği yansıtmayan haberlere itibar edilmemesi gerektiğini ve tüm bu asılsız haberlere karşı hukuk mücadelesi başlatıldığını kamuoyuna saygıyla bildiririz.

Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza CELEPOĞLU vekili Av. Sönmez AHİ

٪d سنوات قبل
Selam durmadık rahat da durmayacağız
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti