|
Eski vesayetin Pirus Zaferi

Tutukluluk süresini 5 yılla sınırlandıran, özel yetkili mahkemeleri kaldıran düzenleme, ''boğaz kesenler'', darbeciler ve katillere de yaradı. Zirve katliamının sanıkları, Sarıkız, Ayışığı darbe planlarında imzası bulunan paşalar serbest kaldı. Danıştay tetikçisi Alparslan Arslan cezaevinde işlediği suçlar olmasa bugün aramızdaydı.

Meclis''in yaptığı bir düzenlemeden yararlanması gerekenler yararlanmalı elbette. O katildi, bu darbeciydi, dışarı çıkmamalı demek eşitlik ve adil yargılama ilkesiyle çelişir. Dahası bu, bizi, düzenlemeyi yok sayıp, tahliyelere karşı çıkan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi''nin ''TBMM''nin mahkeme kaldırma yetkisi yok'' kararı gibi yasa koyucunun yetkisini gasp etmeye götürür.

Ancak vicdanları rahatsız eden bir tabloyla karşı karşıya olduğumuz da bir gerçek. Tahliye darbecilerin, katillerin beraatı anlamına gelmiyor savunması haklı da olsa bu gerçeği değiştirmiyor.

Herkesin şikayet ettiği uzun tutukluluğa çözüm üreten, bunu yaparken de vicdanları yaralayacak tahliyeleri önleyecek formül geliştirmeyen Meclis''e ve iktidara topu atmak ise hem kolaycılık hem de haksızlık olur.

***

Peki neden AB standartlarında bir düzenleme vicdanları rahatsız eden sonuçlar doğuruyor? Sorunun cevabı Ergenekon, Balyoz ve ilgili dava ve soruşturmaları bir silah olarak kullanan ''yargı vesayeti''dir. Davaları gizli gündemleri için bir araca dönüştüren yargı ve emniyetteki paralel yapılanma, bu tablonun öznesidir.

17 Aralık darbe girişimi, paralel yapılanmasının iktidar desteği ve özel yetkili mahkemelerin gücüyle tasfiye ettiği askeri ve sivil vesayet yerine kendisini koyduğunu acı şekilde gösterdi.

Olabildiğince uzatılan, yeni dosyalarla genişletilen Ergenekon davasıyla siyasi anlamda kendine alan açan cemaat yapılanması, buradan aldığı gücü de hedefindeki askere, medya patronlarına ve iş adamlarına karşı kullandı.

17 Aralık, aynı silahın iktidara karşı kullanılmasıydı...

Ergenekon davası bu stratejinin en bariz örneği...

Zorlama yorumlarla birleştirilen davaların Ergenekon''la doğrudan ilişkisini irdelemek gibi ayrıntılara girmeye gerek var mı? 13. Ağır Ceza''nın gerekçeli kararı 8 aydır yazmayıp temyiz aşamasını geciktirmesi yeterli... Astlarının itiraflarıyla tutuklanan İlker Başbuğ''un tahliyesi bu stratejinin ters tepmesiyle geldi.

Davanın son iddianamesinde ''örgütün medya, sermaye ve siyaset ayağı ortaya çıkarılmadı'' tespiti bugün cemaatin kimlerle nasıl işbirliği yaptığını da anlatıyor. Doğan grubu ve İstanbul sermayesiyle kurulan ittifakın temeli böyle atıldı.

Zirve davası başka bir örnek. Sanıkların Ergenekon''la bağlantısını bulmaya çalışmak 7 yıl sürdü. Emekli Org. Hurşit Tolon''un davada tutuklanması dışında da ilerleme sağlanamadı. Yargılama sürüyor, sanıklar ise aramızda.

Poyrazköy, OdaTV, Kafes Eylem Planı vs. davalarla listeyi uzatmak mümkün.

BALYOZ''DAN MİT TIR''LARINA...

Balyoz davasında ise hızlı sonuç almak önemliydi. Çünkü muvazzaf sanıkların TSK''daki pozisyonlarını mahkeme kararı belirleyecekti. Bariz bir darbe girişimini gölgeleyen kimi deliller, itirazlar, darbe seminerine emir gereği katılan alt rütbedeki askerlerin durumu incelenmeden iki yılda 365 sanığın yargılaması tamamlandı.

13 yıl ağır hapis cezasına çarptırılan Binbaşı Özgür Ecevit Taşçı''nın İstanbul İl Jandarma Komutanı Hamza Celepoğlu''yla ilgili itirazı bugüne de ışık tutan çarpıcı bir örnek. Taşçı, dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer ve Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün ile Celepoğlu''nun, İl Jandarma Komutanlığı''ndan çıkarılan askeri dokümanlardan belge ürettiğini, bunların Balyoz plan seminerlerine eklendiğini ileri sürdü. İddiası incelenmedi. Jandarma Genel Komutanlığı''na yazdığı dilekçeye cevap bile alamadı.

Tuğgeneral Celepoğlu, iki yıl sonra, paralel yapının Suriye''ye yardım götüren MİT TIR''larına yaptığı baskında Adana Jandarma Bölge Komutanı olarak karşımıza çıktı. Hakkında casusluktan soruşturma açıldı paşanın...

***

17 Aralık, darbelerle mücadelede soruşturma ve davaları cemaatin amaçlarını gerçekleştirmek için hazırladığı birer komploya, tüm sanıkları mağdura dönüştüren bir algı oluşturuyor. Buna karşı hükümetin tutukluluk süresi ve özel yetkili mahkemeleri kaldırma kararı yargıda normalleşme için değerli bir adımdı.

Beklenildiği gibi yıllardır yargıdan şikayet edenler bu normalleşmeyi değersizleştirme gayretine girdi. Başbuğ ve diğer sanıklar ''beraat'' algısı oluşturan açıklamalar yaparken Silivri medyası ''Ergenekon davası 1 günde çöktü'' manşetleri atıyor.

Paralelcilerin yargıdaki tahribatını kurdukları ittifak gereği yazamayanlar, konuşamayanlar şimdi adeta Pirus zaferi kutluyor.

Balyoz''dan MİT TIR''larına uzanan bir yapıyla mücadele, geçmişteki darbe girişimlerini, komploları yok saymayı zorunlu kılmıyor.

Ergenekon tahliyeleri önce böyle okunmalı. Yoksa eski vesayetle ittifakı bırakın böyle bir algı bile paralel yapının montajlı ses kayıtlarından daha tehlikelidir.

10 yıl önce
Eski vesayetin Pirus Zaferi
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset