|
Korkan ile iğrenen

Bir taraf korkuyor, öbür taraf iğreniyor. İki taraf da birbirine dokunmaktan, birbiriyle temastan çekiniyor. Korkan taraf, iğrenen tarafa yaklaşır ve ona dokunursa, bütün hayatının söneceği kaygısını taşıyor. Korkan taraf, kendi içinde tabular geliştirmiştir. Korkan taraf, çocukluğunda yatağına böcekler konularak korkutulmuş birisidir. Her böceğin kendisini ısıracağı ve zehirleyeceği vehmiyle bugünlere gelmiştir. Aslında, onu korkutan şeyin, öyle savaş korkusu gibi, Faulkner''in söylediği o, ne zaman bir bombayla havaya uçurulacağım korkusu gibi, dehşet verici durumdan ve böyle bir asaletten kaynaklanmıyor. Korku, burada engelleyici bir faktör olarak korkanın hayatını etkiliyor, onun hamle gücünü bastırıyor. Korkan, bu halini çevresine yayıyor: çevresi de, onun vehmini kendi gerçekliğinin içine dahil edip onu yaşıyor.

İğrenenin durumu da daha az vahim değil. O da, karşı tarafa değmekten çekiniyor. Karşı tarafın taşıdığı menfurluğun bu değmeyle kendine de bulaşacağını düşünüyor. Böyle bir tecrübeyi daha önce bin defa yaşadığını ve her seferinde aynı menfurlukla yüz yüze geldiğini hatırlıyor. Böylece aynı kötü tecrübeyi bir kez daha yaşamak istemiyor. İğrenenin, iğrendiği nesneye bırakın dokunmayı, ona dokunma düşüncesi bile midesini alt üst ediyor, tüyleri diken diken oluyor. İğrenen, böylece, iğrendiği nesneye dokunma gerçeğiyle karşılaşabileceğini aklına getirmekten bile korkarken; korkan taraf da, korktuğu nesneyle temas edebileceği kaygısıyla iğrenmeye başlıyor.

Böylece, öyle bir noktaya geliniyor ki, orada, Orwell''in Hayvan Çiftliği''ndeki domuzlarla insanlardan hangisinin hangisi olduğunun artık birbirinden ayrılamaz olduğu safha başlıyor: dışardan bakanlar, kimin iğrenirken korktuğunu, kimin korkarken iğrenmeye başladığını farkedemez oluyor.

25 yıl önce
Korkan ile iğrenen
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti