|
Utanmazlık ve pişkinlik

İnsan, kimizaman öyle durumlarla karşılaşabilir ki, görünüşte onu utandıracak veya işi pişkinliğe dökmesini gerektirebilecek bir durumun mevcudiyeti hissedilmeyebilir. Ama gene de, has insan, yaptığı işin utanç verici ve pişkinliğe sığmayacak bir iş olduğunu biliyor veya onu öyle kabul ediyorsa, başkasına karşı değilse bile, hiç olmazsa kendine karşı saygısını yitirmemek için durumu olduğu gibi kabullenir ve o işin utanç verici olduğunu itiraf eder.

İnsanı utanma duygusuna sevkeden fiili, şerefsiz, onursuz veya gülünç duruma düşmüş olmaktan duyulan üzüntü diye tanımlıyor bazı sözlükler. Demek ki, utanmazlık, şerefsiz veya onursuz veya gülünç duruma düşmekten üzüntü duymamak olarak tanımlanabilir. Pişkinliğe gelince, o da, nezaket kurallarını bir yana bırakarak işini yürütmekten çekinmemek olarak tanımlanıyor. Böylece utanmazlık ile pişkinlik arasında bir bağlantının kurulabileceği durumların olduğu ortaya çıkıyor. Şerefsizce bir duruma düşmekten çekinmeyen biri, o durum içindeyken göz göre göre işini sürdürmekten de perva duymuyorsa, biz o kişinin hem utanmaz, hem pişkin olduğunu söyleyebileceğiz demektir.

Ama insanlar, neyin şerefli veya neyin şerefsiz bir iş olduğu hususunda görüş birliği içinde bulunmayabilirler. Mesela benim için, belli bir meslek erbabının, mesleğinin gerektirdiği işi, gene o mesleğin gerekli kıldığı yöntemler içinde icra ve ifa etmesi o mesleğin gerektirdiği şerefle ilişkilendirilebilir. Şayet o meslek erbabı, kendi mesleğinin dışına düşen ve kullanmaması gereken yöntemlere itibar ederek işini yürütmeye teşebbüs ediyorsa, orada, o mesleğin şerefini ve haysiyetini rencide, hatta ihlâl edici bir yönteme başvurulduğunu söyleyebiliriz sanıyorum.

Bir gazetecinin muhbirlik yapması veya posta güvercini olmayı kabullenmesi veya kendine tevdi edilen sırrı ifşa etmesi gibi olaylar gazetecilik ahlakıyla bağdaştırılamaz. Böyle bir duruma düşmüş olan gazeteci, düşmüş olduğu durumdan üzüntü duymuyorsa, o gazetecinin utanmaz olduğu söylenir. Utanmazlık, bir şerefsizlikten utanmazlık olarak tecelli ediyorsa o gazeteciye, aynı zamanda şerefsiz de denilebilecektir. Yaptığı işin utanmazlık ve şerefsizlik olduğunu bile bile, yaptığı işi sürdürüyorsa, o kimse aynı zamanda pişkinlikle tavsif edilecektir.

Aynı durum, gazetecinin karşısında duran kişi veya merci için de söz konusudur. Yani bir kişi veya merci, kendi sözünü veya bildirisini kendi imkânlarıyla duyurabiliyorsa ve onu kendi imkânlarıyla duyurması o işin mutad yöntemi içinde bulunuyorsa ve fakat o kişi veya merci kendi mutad yöntemini kullanma yerine, maşa olarak bir gazeteciyi kullanmayı benimsiyorsa, orada da, bir pişkinliğin, utanmazlığın ve giderek bir şerefsizliğin ika edilmiş olduğu söylenebilecektir.

Ama günümüzde şerefle, haysiyetle ilişkilendirilmesi gereken işlerin artık şeref ve haysiyet dışı düzlemlerde icrası öylesine alışkanlık haline getirilmiş ki, herkesin kolaycacık, bu sözler benim için değil diye düşüneceğini ve pişkinlik göstereceğini tahmin etmek işten bile değil.

25 yıl önce
Utanmazlık ve pişkinlik
2024 yılında memurlara ödenecek dil kursu yardımı yüzde 84,21 oranında arttırıldı
Yanlışlığı düzeltiyorum
Efendimiz’in (sav) Zekâtı-2
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?