|
Vatandaş yanılmıyor, yanılan toplum mühendisleri

Vatandaşın önüne bir sandık ve yirmiüç adet siyasî parti koyuyorsunuz ve ona: "Haydi bunlardan bir seçme yap!" diyorsunuz. Ama seçme yapmasına yardımcı olmak bir yana, onun kafasını karıştırmak için elden ne gelirse, hatta elden gelmeyenleri bile öne sürüp, akla hayale gelmedik şaşırtmacalarla onun iradesini özgürce belirlemesine engel oluyorsunuz. Diyorsunuz ki, oyunu şu partiye verirsen şöyle sopa yiyeceksin; bundan yana kullanırsan, hakkında şöyle düşünülmesine yol açacaksın; çekimser kalırsan, başına bela saracaksın ve saire..

Üstelik, vatandaşın önüne çıkartılan partilerin arasında farklar mı var, yoksa benzerlikler mi var, onun da anlaşılması imkân dışı bırakılmıştır. Şöyle ki, temel programları itibariyle birbirinin aynı veya benzeri olan siyasî partilerin başında bulunan kişilerin siyasî ihtirasları dışında belirleyici nitelikleri bırakılmamış durumda bulunuyor. Vatandaş hangisini seçecek? Ona, başta deniyor ki, bak bunlar birbirine benzer gibi duruyor, ama liderlerden birinin deynekçilere yakınlığı var, dolayısıyla ondan yana oy kullanırsan senin iyiliğine olur, ötekini tercih edersen deynekçiyi kızdırırsın! Yani birbirinin aynı veya benzeri durumda bulunan bu iki partiden birini, başta kayırıyorsun, fakat vatandaşın ona da itibar etmediği ortaya çıkınca, bu kez, ortaya çıktığı farzedilen yeni kombinezona göre, kendini inkâr etme pahasına onu da reddediyorsun! Şaşan kim, şaşkın kim, şaşıran kim, şaşkınlaşan kim, bellisiz oluyor.

Aslında vatandaş şaşmıyor, onu şaşırtmaya çalışanlar şaşkınlığa uğruyor. Vatandaş kendi temayülünü sandıkta gösteriyor, ancak onun temayülünün ne olduğunu okumaya kalkışanlar, ancak ezberlerine aldıkları şeyi okumaya kalkışıyor. Vatandaş, her şeye rağmen, açık ve sadedir. Vatandaş, geleneğine sahip çıktığını, çıkacağını ileri sürenden ve o yönde politika izleyeceğini bildirenden yana oyunu kullanıyor. Ama onun bu istikamette oyunu kullanmasını istemeyenler, onun karşısına, yalnızca onu şaşırtabilecek almaşıklarla çıkıyor; üstelik kendi şaşkınlığını vatandaşa da benimsetmeye kalkışıyor.

Nasıl mı? Toplumu, masa başında kotardığı projeye göre biçimlendirmek isteyenler, zırt pırt kalkıp bu siyasî partilerden birini veya ikisini veya hepsini kapatıyor. Ortaya yeni partiler çıkıyor. Onlara da aynı muamele reva görülüyor, onların da biri veya ikisi veya hepsi, bir kez daha kapatılıyor. Böylece vatandaşın siyasî iradesini kullanmasının önü kesiliyor veya zorlaştırılıyor. Kimi zaman seçim kanunlarıyla, kimi zaman anayasayla oynayarak vatandaşın işaret edilen hedef istikametinde oy kullanması sağlanmak isteniyor. Ve fakat hiç bir zaman onun kullandığı oydan memnun kalınmıyor. Ama kullanılan oylar üzerinde oynama imkânı kalmayınca, bu defa hükümet kurulmasına vatandaşın iradesi hilafına müdahale edilmek isteniyor.

Bütün bunlar niçin oluyor? Bunların sebebi, bu ülkede demokrasi yalnızca kendisiyle oynanmak için var kılındığı için oluyor. Demokrasi ülkenin bünyesinden organik olarak neşet etmiş olsa, vatandaşla da, demokrasiyle de oynamaya kimsenin gücü yetmeyeceği gibi, böyle bir şeye tevessül etmeye kimse cesaret de bulamazdı! Vatandaşın iradesiyle oyun oynamaya kalkışan toplum mühendislerinin haddi ânında bildirilirdi!

25 yıl önce
Vatandaş yanılmıyor, yanılan toplum mühendisleri
Türkiye yeniden merkez ülke konumuna yükselme imkanını yakaladı…
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…