|
Amerika hakkında şüpheler

Genellikle gazeteleri günü gününe okumayı severim. Ama bazı istisnai zamanlarda aksattığım oluyor.

Günü geçmiş gazeteleri karıştırırken, asla atlamamam gereken bir haberi atladığımı farkettim.

Hürriyet''te yayımlanan haber aynen şöyleydi:

"Aya inişin büyük bir sahtekarlık olduğunu iddia eden İngiliz araştırmacılar David Percy ve Mary Bennett şimdi bu iddiaları için yeni kanıtlar buldular. NASA''nın ay fotoğraflarını inceleyen bilim adamları, Armstrong ve diğerlerinin asla aya gitmediklerini ileri sürerek yeni sahtekarlıklar ortaya çıkardılar. Bu konuda daha önce de çeşitli iddialar ortaya atılmış hatta bu iddialardan yola çıkarak bir film bile yapılmıştı. Filmde ABD''nin asla aya gitmediği, ABD''nin güneyindeki bir çöllük arazide film çekimleri yapılarak bunların televizyondan yayınlandığı öne sürülmüştü. Yeni iddialar ise şöyle:

*Ayda 120 dereceden eksi 180 dereceye kadar çok ekstrem ısı farklılıkları yaşanıyor. O zaman çekimleri yaptıklarını söyledikleri Hasselblad kameraları bu ekstrem ısılarda asla çalışamaz.

*Fotoğraflarda görünen kayalardan birinde C harfi yeralıyor. Percy ve Bennett bunun tipik bir stüdyo işareti olduğunu söylüyorlar.

*Gölgeler yanlış yöne doğru uzuyor.

*Ayın yüzeyine saplanan bayrağın birçok fotoğrafta ters görüntülendiği dikkat çekiyor.

*David Percy ve Mary Bennett, o tarihte bir ay yolculuğunun gerçekleştiğini ancak gerçek astronotların radyoaktif zehirli ay yüzeyinde yaşamlarını yitirdiklerini de iddia ediyorlar."

Tam da "Ne diyor bu adamlar yahu?" dedirtecek bir haber değil mi?

Doğrusu ben Eski Yunan''dan sonraki dönemde çıkmış en büyük düşünce akımı olan "Komplocu Düşünce"ye taraftar bir adam değilim.

Ama yine de kendime şu soruyu sormadan edemiyorum:

"Ya doğruysa?"

Yeni dünya düzeninin global kafalı adamları olarak, insanoğlunun ayda yürümesine de inanamayacaksak neye inanacağız?

Bu korkunç şüphe, mutlaka bir yığın başka korkunç şüpheyi de ipinden tutup getirecek ve zihnimizin tumturaklı yerlerine bağlayacaktır.

Belki de Henry Kissinger denen zat, Henry Kissinger sandığımız zat değildir de Central Park''ta sosisli sandviç satan bir garibandır.

Watergate olayının bütün kurgusu, henüz lise öğrenimine devam etmekte olan Quentin Tarantino''nun bir senaryosundan türetilmiştir.

John Wayne bütün zamanların en hızlı kovboyu değil de bilgisayar dizaynı bir sanal kabadayıdır.

Sharon Stone sandığımız kişi değil, Leonardo Di Caprio''nun öz babaannesidir.

Coca Cola bildiğimiz kimyasal formüllerle üretilmeyip at sütünden imal edilmektedir.

Medeniyetler Çatışması fikrini ilk ortaya atan kişi Safinaz''ın sevgili sevgilisi Temel Reis''tir.

Beyzbol oyunu diye birşey yoktur; beyzbol sandığımız şey çok palazlanmış Amerikan gençlerinin sergilediği bir lise müsameresidir.

CIA bir haberalma örgütü olmayıp Amerikan Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü''nü simgeleyen bir kısaltmadır.

Hollywood sandığımız gibi Amerikan film sektörünün merkezi değildir, aksine Amerikan haberalma örgütünün merkezidir.

Pentagon bir mısır gevreği markasıdır.

Gördüğünüz gibi şüphenin sonu yok! Aya gittiğimizden bir şüphelenmeye başlarsak, çok kısa zamanda devasa bir şüphe dağının altında kalırız.

25 yıl önce
Amerika hakkında şüpheler
Sayıştay kararlarına yansıyan sınavsız atamalara ilişkin olumsuzluklar
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir