|
Ayaklarım nereye gidiyor?

Hakikatin, en kendini bilir olandan, en kendini bilmeze kadar herkese, teoriden azade, yığma fikirden uzak, çıplak, yalınkat ve tamamen hissi bir dokunuşu olmalı. Çünkü hakikat, insanların sadece bir kısmının fikretmeye memur olduğu bir mesele değil, alimden cahile bütün insanların bir ömür mesai vererek cevabını tamam etmeye mecbur olduğu yegâne soru aynı zamanda.



Bugün neredeyse hiç kimsenin bir sorunun cevabını yanlış bilmekle ilgili bir endişesi yok; ama hemen herkes önüne çıkan ani bir soruya bulup buluşturup herhangi bir cevap yetiştirememekten ölesiye korkuyor.



“Ne demek bilmiyorum ha, söyle ne demek!” diye gürledi adeta yaşı büyük olan. “Bu fiili unuttuğunuzu biliyordum!” dedi gülümseyerek yaşı küçük olan.



Bilmediğini bilen insan, bildiğini zanneden insana nazaran yolu yarılamış sayılır.



“Cahil için susmaktan iyi bir şey yoktur. Zaten bunu bilse cahil olmazdı” diyor Gülistan'da Sâdi-i Şirâzî.



Dünya uğultular içindeki bir istasyon, hayat hiç durmadan gelip geçen bir tren gibi adeta. Ve sanki insanın ne ineceği bir istasyon kalmış, ne bineceği bir tren...



“Bu sandalye boş mu?” diye sordu ayakta duran. “Doldurabilen çıkmadı!” dedi oturan.



Azıcık kendinizi dinlemeye vakit bulamıyorsanız, ikinci bir telefon alıp kendinize mesaj atın!



Atlıkarıncada kafasını eğip tabletiyle oynayan çocuklar yetiştirdik, mutlu muyuz?



Piknik yerinde kozmetik pazarlayan kadınlar, cenazede ihale konuşan adamlar olduk, mutlu muyuz?



Yaşarken kendi hayatını deliler gibi özleyen insanlar olduk, mutlu muyuz?



Günü böyle körlemesine kovalayacaksan, elbet kafanı geceye toslayacaksın, hayat böyle!



Gece olduğunda yatmadan önce üstündeki dünyalıkları tek tek çıkar, bak bakalım senden geriye bir şey kalıyor mu?



Başkası bize sormasın ama biz mümkünse iki yakamızdan tutup ara sıra kendimize soralım: Ben kendimi ne zannediyorum?



Bunca zaman her ne var ise gördüğüm, şimdi baktım hepsi birer kördüğüm!



“Günden güne eriyip gidiyorsun” dediler. “Yanmayanın aydınlığı olmaz” dedi mum.



“Ruhlar aşk meyinden oldu mestane/ Kimi küfre daldı kimi imane/ Saf be saf olarak durduk divan'e/ Münkirler lâ dedi ben illâ dedim” diyor Aşık Dertli.



Cismi ne yana dönerse dönsün, kalbinin pusulası hiç şaşmayan insanlar da var.



Attığımız bütün adımlar atacağımız o son adım için değil mi?



“Bildinse bildirdiler” dedi meczup, “geldinse çağırdılar”




#ruh
#meczup
#yaşam
8 yıl önce
Ayaklarım nereye gidiyor?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi