|
Ayrı dünyaların birleştiği yer

İnsanları bir arada tutan duygular fazlasıyla zayıfladı ve örselendi günümüzde. İstisnalar dışındaki bütün beraberlikler, hayatın toplam maliyetini düşürecek mantıklı bir hesap ortaya çıkardığı ölçüde yürüyebiliyor.



Araya pek çok gürültülü hesap girdi, kalplerin ne dediği duyulmaz oldu.



“Senden hiç elektrik alamıyorum” dedi kız. “Biz yan yana iki elektrik direği değiliz ki ama...” diye itiraz edecek oldu delikanlı.



Birçok insan aşk hakkında kurulmuş cümleleri biriktirmeye çalışıyor, elde kalan belki de sadece bu olduğu için...



“Aşk içinde zorunlu ikamete mecbur olduğun başka bir gezegendir” dedi beyaz saçlı adam yanındakine. “Bedeninin bu dünyada olması bir şeyi değiştirmez.”



Sesi hafızasından silinip gitmesin diye dünyanın bütün öteki seslerine sımsıkı kapatmıştı kendini.



İki muhabbet kuşundan biri ölünce kısa zamanda diğeri de ölür, ister muhabbet bittiği için deyin, ister muhabbet arttığı için!



Bir an gelir, hayatı orada öylece dondurmak istersiniz ama olmaz, o an geldiği gibi hızla geçer ve sonra siz yeni bir ana geçemez, sadece düşersiniz!



Bir ayrılık anının öncesinde Olga kendi gerçeğini yüzüne vuruyor Oblomov'un: “Sen iyisin, dürüst bir insansın İlya. Duygulusun. Ama bir kumru gibi. Başını kanadının altına sokuyor ve öylece kalıyorsun. Bütün hayatını tavan arasında ötmekle geçirebilirsin. Ama ben öyle değilim. Bu kadarı bana yetmez. Başka şeyler istiyorum.” İşte bu, 'ayrı dünyalar' dedikleri şey!



Heveslerini duyguları sanıyor birçok insan; biri doymak bilmez bir açlığı, diğeri bir tek lokmada tokluğu doğuracak kadar zıttır birbirine oysa!



Sevmek, ısınmak için üstüne örtebileceğin bir yorgan aramak değildir; sanki hiçbir ağırlığın kalmamış gibi, güzelliğiyle dünyayı saran sonsuz kırların üstüne hafifçe uzanıvermektir.



“Gökyüzüne baktıkça kendi önemsizliğini anlıyordu, ama herkes öyleydi. Hepsi birer hiçti onun karşısında, bütün insanlar. İç içe, yan yanaydılar yeryüzünde, önemli, önemsiz, kim olursa olsun, ama hepsi birer hiçti gökyüzüne oranla.” diye anlatıyor hayretini William Saroyan 'Yoksul İnsanlar'da.



İnsanoğlu diye başlayan sayısız iddialı cümle kurduk, kafasını kaldırıp bakmadı bile tarih!



“Kendimi küçük ve önemsiz hissediyorum” dedi biri. “Bu belki de asıl büyük ve önemli olanın farkına vardığın içindir” dedi yanındaki.



İçimden bir ses bana şunu dedi, bunu dedi diyoruz. Şimdi on puanlık imtihan sorusu: Mademki içimizde o ses, nasıl oluyor da bize bilmeğimiz bir şey söylüyor?



Her şey olmaya çalışmak, bir şey olabilmenin önündeki en büyük engel!



Her gün bir an için yüzünü güneşe çevirip, her şeyin ölçüsünü o kamaşmadan bilen insanlar da var.



“Madem ki sadece bir gölgesin” dedi meczup, “Söyle sen neyin derdindesin?”


#meczup
#dünya
#insan
8 yıl önce
Ayrı dünyaların birleştiği yer
Devamını getir, gelince konuşuruz!...
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…