|
Bir kişiye tam 7 dakika...

Üşenmemiş hesaplamışlar; bu seçimde bir kişinin oy verme işlemi tamı tamamına 7 dakika sürecekmiş.

Bu ne demek biliyor musunuz?

Upuzun, can sıkıcı, baş ağrıtıcı, uyku getirici, çılgına çevirici, cinnet geçirtici bir kuyrukta saatlerce ayakta beklemek demek!..

Üstelik milletimizin uyanıklık katsayısı hep aynı anda ve hep aynı biçimde yükseldiğinden, erken kalkıp kuyruğun başında yer kapmak da pek mümkün olmayacak; çünkü, herkes yine aynı uyanıklığı aynı anda düşünecek!

Böylesine cansız bir atmosferde ve eldeki üç beş kendi gölgesini taşıyamayan parti ile gidilen seçimlerde, seçmenleri sıkı bir vatandaşlık imtihanı bekliyor anlayacağınız...

Herkesin içinden "Yahu değer mi gidip saatlerce kuyrukta beklemeye? Hem oyumuzu veriyoruz da ne oluyor ki memlekette?" gibisinden birtakım fikirlerin geçtiğini biliyorum.

Ama yine de vakit saat gelip çattığında sandığın başına yollananların sayısı azımsanamayacak noktalara ulaşacaktır.

Bu da bizim milli hasletlerimizden biri: İnanmaz, güvenmez, ama yine de gidip, dakikada ortalama kırk yalan uyduran politik figürlere oylarımızı veririz.

Bunu yapmasak; politikacıgillerin kırk defa gelip kırk defa giden türleri bizim ülkemizde yetişmezdi.

Herneyse!.. Kervan böyle yürüyüp gidiyor; görünüşe göre yakın zamanda da değişen birşey olmayacak.

Benim derdim zaten o değil; ben şu anda kafamı, her halukarda seçim sandığının başına koşmayı alışkanlık haline getirmiş milletimin, bu uzun ve telaşeli oy kuyruklarında ne yapacağı ve sıkıntısını nasıl gidereceği hadisesine takmış durumdayım.

Biliyorsunuz bizim bir başka milli hasletimiz daha var: İzdiham oranı yüksek ortamlarda uzun süre başbaşa kaldığımızda pek uyumlu olamıyoruz.

Oy kuyruğunda sinir katsayısı yükselen vatandaşların sebep olabileceği durumlar ve dış güçlerce nifak sokulmaya çok müsait hale gelen aşırı sıcak ortam beni ciddi ciddi kaygılandırıyor.

Malum güne daha vakit varken, bu işe kafa yormak, seçim kuyruklarının sükunetini temin etmek için gereken tedbirleri almak zorundayız.

Mesela rica etsek, Mahsun Kırmızıgül gibi aniden politika aşkına yakalanmış bir kısım sanatçımız gelip şarkılarıyla oy kuyruğunda bekleyen vatandaşlarımızın streslerini alabilirler mi acaba?

Ya da belki gazetelerimiz o günün mana ve önemine binaen birkaç bin sayfalık bulmaca ekleri verirler.

Tabii kuyrukların oluştuğu mahallere dev ekran televizyon kurdurtulup daha önce yayımlanmış ve çok fena beğenilmiş televolelerden seçmeler izletmek de etkili olabilir.

Gezici Çarkıfelek ve Turnike ekipleri sandık başı yarışmaları düzenleyerek yarışmacı seçmenleri oy verme sırası önceliğiyle ödüllendirebilir, işe bir parça heyecan ve eğlence katabilirler belki.

Memleketin bütün toto-loto-piyango işlerine bakan kurumları da biraraya gelip ödüllü bir seçim-loto ya da seçim piyangosu icat edebilirler kafalarına göre.

Olabilir tabii, neden olmasın!

Hem böyle olursa; bizi temsil etmek üzere sandıktan çıkaracağımız tavşanlara da, şöyle küçük bir Türkiye panoraması çıkarmış oluruz.

Maksat hem seçim olsun, hem de birlik beraberlik bozulmasın icabında!

25 yıl önce
Bir kişiye tam 7 dakika...
Aranızda selâmı yayınız
İstanbul’un geleceği Türkiye’nin geleceği demek
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’