|
Devlete karşı kıldan tüyden düşmanlıklar!

Devletin eline bazı bilimsel bilgiler ve gizli araştırma sonuçları ulaşmış olmalı.

Bu saç sakal yasağının başka izahı olamaz.

Beynimizdeki sinsi düşünceler, fazla palazlandıklarında kıla tüye dönüşüyor ve kendilerini tenimizin dışına çıkartarak açığa vuruyorlar sanırım.

Bu konudaki bilimsel sonuçlar henüz bize açıklanmadı; ama bana kalırsa devletin elinde bu yönde kesin bilgiler var.

Yoksa koca devlet aygıtı neden kıla tüye karşı durduk yerde böylesine büyük bir imha kampanyası başlatsın!

Birtakım yasak düşüncelerin saç sakal olarak kendilerini açığa vurmasının oluşturduğu tehlike potansiyelini düşünebiliyor musunuz?

Bu durum, ağızları mühürlemenin düşünceleri açığa vurmaya yetmeyecek olması demektir.

Devletin kendini korumak için pek haklı olarak aldığı önlemlerin kifayetsiz kalması demektir.

Hiç kimse, bugün saçta sakalda uç veren çok zararlı ve ultra tehlikeli düşüncelerin, yarın kendini ifade etmenin bir yolunu bulmayacağının garantisini veremez.

Bu durumda, düne kadar sıradan bir nesne olan jiletin, milli varlığımız ve bölünmez bütünlüğümüz için hayati bir önem kazandığını söylemek yanlış olmaz.

Devlet derhal jilet sektörüne el atmalı, üretimi artırmalı ve bu yeni duruma göre mevcut jilet teknolojisini geliştirmelidir.

Mesela üretilen jiletler lazer teknolojisiyle biraz daha keskinleştirilerek, sakal diplerindeki düşünsel teşebbüslere karşı duyarlı hale getirilebilirler.

Böylece tıraş olanların kafalarındaki zararlı düşüncelerin dışarıya uç vermesi ve kafalarının içinden çıkması önlenebilir.

Aynı şey, içlerine düşünce öldürücü kimyasal maddeler karıştırılan yeni tıraş kremleriyle de yapılabilir.

Devletin bu tür kimyasal çalışmalar yaptığına ve düşünce öldüren tıraş kremi üretebilecek kimyasal bilgilere sahip olduğuna eminim.

Ter kokusunu, kepeği ve yağlanmayı önleyebilen bir kimyasal seviyenin düşünce giderici kimyasal formüllere ulaşamayacak olması düşünülemez.

Tıraşlardan sonra mikropları öldürmesi için yüzümüze sürdüğümüz tıraş kolonyaları ve losyonlarını da aynı formüllerle üretebiliriz.

Yani saç-sakal şeklinde tezahür eden ve milli varlığımızla bölünmez bütünlüğümüzü fena halde ırgalayabilecek olan zararlı düşünceleri kaynağında kurutmanın çeşitli çarelerini bulabiliriz.

Yeter ki isteyelim!

Zamanında "Elin ağzı torba değil ki büzesin!" diyerek motivasyonumuzu bozanlara itibar etmeyip nasıl elin ağzını föşşşk diye büzdüysek, şimdi de bu büyük tıraşlama hadisesinin altından kalkabiliriz.

Gün o gündür!

Jiletin, kasaturanın, tıraş makinesinin, top, tüfek, kalaşnikof kadar önemli ve gerekli olduğunun bilincine varmalıyız.

Berberler, devletin bekasının ve bölünmez bütünlüğünün bekçisi haline gelmiştir.

Kıla ve tüye karşı başlatacağımız bu topyekün savaş, mutlaka zafere ulaşacak, varlığımız dımdızlak bir vaziyette bile olsa dimdik ayakta kalacaktır.

Napolyon''un dediği gibi: Tıraş!.. Tıraş!.. Tıraş!..

Kıldan tüyden düşüncelerin kökü kazınıncaya kadar tıraş!..

25 yıl önce
Devlete karşı kıldan tüyden düşmanlıklar!
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler