|
Geceye bağlanan gece

Kendimizi eğleyecek o kadar çok şeyimiz var ki, gören zayıflığımıza verip, içimizde kaçacak, kaçınacak gerçek bir derdimiz olduğunu zanneder. Eskiler kişiyi derdinden gafil kılacak şeyi 'mâsivâ'dan sayar, böyle bir dertsizlikten Allah'a sığınırmış. Bizim sadra şifa bir derdimiz dahi yokken, sürekli kendimizi eğleyecek şeyler peşinde koşmamız herhalde hayra alâmet olmasa gerek!



“İflas etmek istemiyorsan” dedi bilge muhasip, “ne biriktirdiğine de, ne harcadığına da çok dikkat et!”



İç pareleyecek kadar sahih bir derdi olana dünyayı süsleyip versen nafile, ne derdinden geçer o, ne gönül eğler.



“Bir yanı ışıktır bir yan karanlık/ Bazı su durudur bazı bulanık/ Kuşlar havadadır sularda balık/ Ah çekse deryayı yakar mı yakar” diyor Aşık Murat Çobanoğlu, mekânı cennet olsun.



Gece boyu bize her şeyi unutturan deliksiz uykulardayız, gün boyu ne yaptığımızı bilecek kadar uyanık mıyız peki?



“Nereye daldın gittin?” diye sordu biri. “Kendime uğradım biraz!” dedi diğeri.



Gecelerin insanların kimine göre ne kadar kısa, kimine göre ne kadar uzun olduğu hepimizin malûmu... Çünkü her insanın ömründe bitmesini hiç istemediği geceler de, bir an önce sabahına ulaşmayı dilediği geceler de mutlaka olmuştur. Kimilerini uyku tutar, bırakmaz. Kimilerini hiç uyku tutmaz. Kiminin içi de hazırdır uyumaya, dışı da. Kiminin dışı hazırdır kendini derin bir uykunun kollarına bırakmaya ama içi uyumaz, uyuyamaz. Kimi uykuyu sıcacık bir yorgan gibi çeker üstüne, kimi yedi kat örtünse kaçamaz gamın kasavetin donduran ayazından. Kiminin yatağı kuştüyü yumuşaklığındadır, kimininki bildiğin çivili yatak!



'Itar El-Leyl' filminin finalinde bir Arap şarkısı dinledim: “Geceler uzar/ ve yaralar zamanını bilir” diye anlatıyordu hicran dolu bir ses içine sığdıramadığı derdini.



Bir de şunu düşünün; lafa daldığı için geceyi kaçıran bir uyku ne hisseder?



Bazı insanlar için her bir gece sanki hayatı yutan gizemli bir kara delik gibi...



Sokak lambaları gibiydi; karanlık hayata tümüyle galip gelmesin diye gece boyu kendini aydınlık tutmaya çalışıyordu.



“Bakar mısınız?” diye seslendi ayakta duran. “Bakamam” diye cevapladı oturan, “şehrin uzak ışıklarından gözlerimi alamıyorum bir türlü!”



Gözünü özünün aydınlığından hiç ayırmadığı için geceyle gündüzün farkında olmayan insanlar da var.



“Uyusun da büyüsün” diyerek ninniler söylendiğinde çok küçüktük, iş ne ara “Büyüsün de uyusun” kıvamına geldi, hiç anlamadık!



Ufukta tan yerinin kızıllaştığı bir zaman var ya, geceyle gündüz muhabbetle kucaklaşıyor aslında o sıra!



“İçini acıtan şeyin ne olduğunu biliyor musun?” dedi beyaz saçlı adam, “biliyorsan, sev onu!”



“Başını her yastığa koyduğunda gözüne uyku giriyorsa” dedi meczup, “bil ki dert gönlünden çoktan çıkıp gitmiştir!”




#Meczup
#Gece
#Itar El-Leyl
7 yıl önce
Geceye bağlanan gece
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi