|
Gerçek kemiriliyor!

İçinizi sıkan o şeyin ne olduğunu biliyor musunuz?

Hani tahta kurtları vardır; evinizdeki koltukları, masaları, sandalyeleri, kapı çerçeveyi içten içe kemirir dururlar. Onların bu iştahlı faaliyeti, eskimenin bir efekti olarak içinizi burkar durur.

İşte tam da böyle bir iştahla kemiriliyor gerçeğin narin gövdesi şimdi!

İçinizi sıkan bu sesler, gerçeği çılgın bir ihtirasla kemiren o doymak bilmez hayat kurtçuklarının kemirme sesi.

Yüreğinizi burkan bu eskime, gözü dönmüş bir iştahla talan edilen gerçeğin eskimesi.

Ve bu sıkıntı, en derininizdeki direncin sıkıntısı.

Günlerin yakıcı ateşinin altında kavruluyoruz şimdi.

Ne yapsak.. bilmiyoruz!

Nereye yöneltsek ışığı kırılmış bakışlarımızı?

Hangi haber ya da hangi rivayet, tutar beklemekten tükenen ellerimizden?

Hangi ulu ağacın gölgesi serinletebilir güneşi giyilmiş bir hüküm gibi ürkerek ve sıkılarak sahiplenen gövdelerimizi?

Hangi tatlı rüzgar söndürebilir hayallerimizi kundaklayan ihanet yangınlarını?

Hangi durgun ve dingin su, usulca okşayıp yıkar hayatın tenimize bıraktığı lekeleri?

Gerçeğimiz kemiriliyor ey insanlar!

Gerçeksiz bırakılıyoruz.

Hayatın bir örnek urbalarını giydiriyorlar, seğirip duran zavallı bedenlerimize.

Adımızı değiştiriyorlar ey insanlar!

Dönüp geriye baktığımızda bulamayalım diye kendimizi.

Gerçeği kemiren o acımasız sesleri dinlemeye mahkum ediyorlar ayrım gözetmeden hepimizi.

Kulaklarımızı mı kapasak şimdi bütün seslere, duymak için kendi biricik sesimizi?

Yoksa bağırsak mı biz de avazımız çıktığı kadar.. bastırmak için bütün tahripkar sesleri?

Gitmeye karar versek, elimizdeki hiçbir adres bizi bulunduğumuz yerden daha başka bir yere götürmeyecek.

Kalmaya karar versek, hiçbir şey bizi bulunduğumuz yere bağlamaya yetmeyecek.

Gözlerimizi kapasak, beynimizde yankılanacak gerçek!

Kulaklarımızı kapasak, ruhumuzda çıtır çıtır kemirilecek hayat!

Kendimizden kaçtıkça, ufalanıp azalacağız.

Kendimize yakınlaştıkça zifiri bir sıkıntı kaplayacak içimizi.

Gerçek kemirilecek ve her küçük çıtırtı bir parçasını incitecek bir tül perde kadar zayıflayan varlığımızı.

Seveceğiz yaşadıkça sıkıntımızı.

İşte o sıkıntı, en derin mevzilerimize kadar çekilen insanlığımızın sıkıntısı.

O bizim en yalın direncimizin sıkıntısı.

Sımsıkı sarılalım ona!

25 yıl önce
Gerçek kemiriliyor!
Dubai’ye sadece tatile mi gidilir
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir