|
Görüş mesafesi neden düşüyor?
Bundan 742 yıl önce bugün vuslata eren âşıkların sultanı Hazreti Mevlânâ, sanki bugün, biraz önce söylemiş: “Acının tedavisi acının içindedir.”

Bizim söylendiği anda eskiyen sözlerimize karşılık, hiç eskimiyor gönül erbabının sadra şifa sözleri.

Hazreti Mevlânâ, “Penceresiz bir ev cehennem gibidir. Ey Allah'ın kulu, dinin temeli pencereler yapmaktır” buyuruyor sözünün başka bir durağında.

Urefâ, biz karanlıkta kalmayalım diye evlerimize o pencereleri bol bol açmış aslında. Ama biz perdeleri kapalı tutmakta ısrar ettiğimiz için aydınlık içeri giremiyor.

İnsan acılarla pişiyor, oluyor, olgunlaşıyor. Oysa biz sürekli kaçmaya çalışıyoruz acılarımızdan. Pişmiyor, sadece pişkinleşiyoruz bu yüzden!

“Şimdi anlıyorum” dedi mahzun gözlerle bakarak yanındakine, “ben aslında hiçbir şeyi anlamamışım!”

Büyük insanlar ne söylese kendiliğinden büyük söylüyor; sadece bizim gibi küçük insanlar her ağzını açtığında büyük söz söyleme sevdasına düşüyor!

“Toplum filanca fikri satın aldı” diye sonradan türeyen reklamcı kafası ürünü bir laf var. Zihniyet işlerinin ticaret lisanıyla açıklanır hale gelmesi sadece rastlantı mı?

Fikrini pazara sürenle elbet her müşteri kıran kırana pazarlık eder!

“Bazı geveze insanlar var ki” dedi bir papağan diğerine, “şerefsizim beni konuşmaktan soğutuyor!”

Çocukken bir gün boş bir arsada sahipsiz gördüğüm topa bir vurdum, vurmamla feryat etmem bir oldu. Haylaz veletler içine irice bir taş koymuş, ben de günün alığı olarak bu tuzağa düşmüştüm. Bu bana ders oldu ama sağ ayağımın birkaç parmağı da haşat oldu bu arada. Medyanın attığı her topa abanmayı gündelik alışkanlık haline getiren tartışmacı zevâtın durumu, ayak parmaklarımın o halinden de feci ama henüz bundan kendilerinin haberleri yok!

Sanki bazı insanlar sadece görüş bildirmek için yaşıyor; konu ne olursa olsun onlar hep oradalar!

“Herkes fikrini söyledi, peki sen bu konuda ne diyorsun?” diye sordular, “Allah bilir!” dedi Mülayim.

Binlerce fiyakalı cümlenin veremediği huzuru, bazen iki mütevekkil kelime bağışlayabiliyor insana.

Ceplerin boş kalmışsa üzülme, üşüyen ellerinin gidecek bir yeri var demektir.

Yüzündeki sıcacık tebessümle yakındaki birkaç mahalleyi ısıtabilen insanlar da var!

Deniz her Allah'ın günü hırçın dalgalarıyla iskeleyi dövüyor ha dövüyor, iskelenin bir gün olsun isyan ederek bırakıp gittiğini gördün mü?

Skorboardda her daim “La Galibe İllallah” yazıyor; biz sahada birbirimize gol atmak için çekişip duruyoruz!

“Dünyanın tıka basa yiyeni çok” dedi meczup, “hazmedeni az!”
#meczup
#La Galibe İllallah
#Mevlânâ
8 yıl önce
Görüş mesafesi neden düşüyor?
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti