|
Hayret ediyorum

Eğer düzenli intizamlı yaşayan bir adam olsaydım post-itime (Bunun postmodernizmle bir ilgisi olduğuna gerçekten emin değilim!) hergün şunu yazardım:

"Hayret edilecek!"

Gerçekten de hayret etmek, artık benim rutin işlerimin arasında gördüğüm bir iş haline geldi.

Hergün yataktan kalkıp hayret ediyorum, kahvaltımı edip hayret ediyorum, gazetelerimi okuyup hayret ediyorum, dolmuşa binip hayret ediyorum, bir bardak çay içip hayret ediyorum vs...

Eskiden arasıra hayret ederdim; şimdi ise günde onlarca defa hayret ettiğim için kendi kendine bir hayret etme tarzı da geliştirmiş oldum.

Hayret ederken gözlerim normalin iki misli kadar açılıyor, kaşımın birini hafifçe yukarıya kaldırıyorum ve sağ elimin parmaklarıyla da burnumun ucunu iki kez kaşıyorum.

Bunlara ilaveten bazen ayaklarımı salladığım da oluyor.

Sanırım benim gibi başka kendi hayret etme tarzını geliştiren insanlar da var.

Entelektüel çevreler bunun iyi bir şey mi kötü bir şey mi olduğunu tartışıyorlar. Kimisi, herşeyin olduğu gibi hayret etmenin de belli bir standardı olması gerektiği tezini savunuyor. Ötekiler ise buna itiraz ederek, böyle standardizasyon dayatmalarının bireylerin hayret etme potansiyellerini kısıtlayacağını ve hayal güçlerini zayıflatacağını söylüyorlar.

Entellektüeller her zaman "haklılıklarını temellendirememek" ile "haksızlıklarını temellendirmek" durumu arasında gidip geldikleri için yine herhangi bir ortak noktaya varamıyorlar ve iş maalesef yine bize kalıyor.

Ben kendi adıma hayret etmenin bir standardının olması gerektiğini, ama bu standardizasyonun da bireylerinin kendi hayret etme tarzlarını geliştirmelerine engel olmayacak bir çerçevede kalması gerektiğini düşünüyorum.

Mesela devlet bu işlerden elini çekmelidir, kimsenin nasıl hayret edeceğine filan karışmamalıdır.

Ama öte yandan bireyler de hayret ederken toplumun görenek ve değerlerine saygılı olmalı ve hayret etmenin aşırıya kaçan uygulamalarına yüz vermemelidirler.

Burada unutulmaması gereken, hayret etmenin diğer bazı davranışlarımızdan daha "ekstrem" bir davranış olduğudur.

Onun için insanların hayret ederken normalin biraz dışına çıkabilmelerine göz yumulabilir.

Tabii hayret etmek adına, kendini kaldırıp 48. kattan aşağıya atan, etrafındakileri ısıran, buz gibi duşun altına giren, donup kalan ve saatlerce kıpırdayamayan, hıçkırık krizlerine giren birtakım şüpheli ve uç kişileri konunun dışında tutuyorum.

Onların asıl niyeti hayret etmek değil, kendi halinde üzüm yetiştirmekte olan bağcıyı hastanelik etmektir.

Biliyorsunuz ülkemizde tarım kesiminde çalışan insanlar genellikle sigortasız çalışırlar ve biz sorumlu vatandaşlar birileri aşırı şekilde hayret edecek diye bağcılarımızın mağdur olmasına izin veremeyiz.

Ama doğrusu bağcıların neden hâlâ sosyal güvenlik kapsamına alınmadığını da anlamıyorum.

Herkesin başına bir polis dikilemeyeceğine göre birilerinin etrafa zarar verecek bir şekilde hayret etmelerinin de tamamen önüne geçilemeyecek demektir.

Yani bağcılar da nelerine güvenerek hâlâ sigortasız sigortasız üzüm yetiştirmekte ısrar ediyorlar, bilmiyorum.

Olacak iş değil, gelin de hayret etmeyin! Gelin de gözlerinizi açıp, kaşınızın birini hafifçe yukarı kaldırıp, sağ elinizin parmaklarıyla da burnunuzun ucunu iki kere kaşımayın!

Gelin de ayaklarınızı sallamayın!

Hayret bir şey! Hayret bir şey!

25 yıl önce
Hayret ediyorum
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi