|
İnce nasihatler

Ey insan, birileri avcunun içi kaşınanlara bir yerden para geleceğini söylemiş, sen de bu saçmalığa inanmışsın. Aradan tam yirmi iki yıl geçtiği ve bu yirmi iki yıl boyunca avcunu aksatmadan kaşımaya devam ettiğin halde züğürtlüğün sürüyor. Hâlâ bu masala inanacak mısın?

Ey insan, her gün farklı lensler takarak göz rengini sürekli değiştirmeni sadece tuhaf karşılıyorum. Ama bu son yaptığın kabul edilebilir bir şey değil! Etrafına bir bak, bir gözü kahverengi, diğer gözü mavi olan senden başka kimse görüyor musun?

Ey insan, Jean Claude Van Damme''ı gözünde fazla büyütmemen gerektiğini sana defalarca söylemiştim. O da senin benim gibi bir insan; fareden de korkabilir, hayaletten de... Hiç bunun için insan kendini jiletler mi?

Ey insan, dünyanın en iyi tırtıl taklidi yapan adamı olduğunu kesinlikle kabul ediyorum. Ama lütfen artık çiçeklerin yapraklarını yeme! Hepsini dımdızlak bırakıyorsun!

Ey insan, bence sen bu uçurtma işini gurur meselesi yaptın! Sana yanlış yaptığını söylüyorum ama beni dinlemiyorsun. Uçurtma dediğin en fazla sekiz köşeli olur ama senin yaptığında tam on yedi köşe var! Bu sana da garip gelmiyor mu?

Ey insan, sen bana gece boyunca çalışman gerektiğini söyledin, ben de sana kahve içersen uykunun açılacağını söyledim. Bu söylediğimden bir gecede kırk sekiz fincan kahve içmen gerektiği sonucu çıkıyor mu?

Peki çıkmıyorsa, bir aydır uyuyamadığın için neden bana kızıyorsun?

Ey insan, sana bu aklı kim verdiyse asıl düşünce suçunu o işlemiş. Düşünce suçu işlememek için kafanı akvaryuma sokmuş olmana inanamıyorum. Sadece televizyon seyretmeye devam et, yeter! Bırak düşünce suçunu, yakında düşünme ihtimalin bile kalmaz!

Ey insan, yüzünün bu hali gerçekten de çok komik! Yüzünü eski haline döndürmek istiyorsan, sandviçine hardal sıkmaktan vazgeç! Sanırım sen hardalın tadını pek sevmedin!

Ey insan, masallarda zaman zaman gerçeküstü unsurlara da yer verilir. Bu yüzden bir dudağı yerde, öbür dudağı gökte olan deve fazla kafanı takmamalısın! Hem sanırım kendisi ruj sürmekten pek hoşlanmıyor.

Ey insan, balkondaki masanın portatif bir masa olduğunu ben de biliyorum. Ama o masa sadece üçe katlanıyordu. Sen onu biraz önce sekize katladın. Sence bundan sonra ayakta durma şansı var mı?

Ey insan, bütün gün oturup televizyonlardaki yemek programlarını seyrediyorsun. Bütün tarifleri tek tek not alıyorsun. Onları ne zaman pişireceğini merak ediyorum. Çünkü üç haftadır eve geldiğimde bir kaşık yemek bulamıyorum. Bu sana da bana göründüğü kadar sinir bozucu görünüyor mu?

Ey insan, markete gitmeden önce beni iyice dinle ve oradan doğru şeyi almadan gelme! Şimdi hemen git bu şişme bot, bulaşık süngeri, kokulu sabun, fındıklı gofret, çamaşır ipi, Kayahan kaseti, tulum peyniri ve diş macununu geri ver ve bana bir kilo toz şeker al! Tamamen anladın mı?

Ey insan, kuşkusuz senin de herkes kadar incelmeye hakkın var. Ama televizyonda hareketleri nasıl yapıyorlarsa sen de aynısını yapmalısın. Bu kırdığın on ikinci incelme aleti ve ben maaşımın kalan kısmını başka yerlere harcamak istiyorum.

Ey insan, kumsalda cam kırıkları olduğunu ve dikkat etmek gerektiğini kabul ediyorum. Hatta güneşlenirken ayakkabılarını çıkarmamanı da anlayışla karşılıyorum. Ama denize girerken şu ayakkabılarını çıkarmazsan külahları değişeceğiz. Tabii çorapları da...


25 yıl önce
İnce nasihatler
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’