|
Küçük adam büyük düşünüyor!

Bırakıp hemen sıradakine geçemediğin cümleleri olmalı hayatının. Belki bir zaman öylece takılıp kaldığın, belki de hiçbir zaman bırakıp gidemeyeceğin cümlelere dönüşebilmeli yaşadıkların.



Zaman zaman ağzından kaçırınca anlıyoruz ki, hafızamız aslında bizden bir şeyler saklıyor.



“Hatırlamak” dedi beyaz saçlı adam, “aslında unutmamış olduğunun farkına varmaktır”



Hayat, en çarpıcı numaralarını sırf biz elimizdekinin değerini yeterince bilemeyelim diye gösteriyor sanki!



Farzet ki saat 'tik tak tik tak' demiyor da, 'bir var bir yok, ne var ne yok' diyor, hadi şimdi uyuyabilirsen uyu bakalım!



Tuhaf ama gerçek! Bu küçük yaşayıp küçük düşünenler çağının bilinen en yaygın sloganı: “Büyük düşün!”



“Seni bu kadar düşünceli görünce endişelendim biraz” dedi biri. “Korkma, yarın muhtemelen her zamanki düşüncesiz görüntüme dönerim” dedi acı bir tebessümle diğeri.



İnsanlar yüksek binalardan kendini attığında dünya yana çekilse ne olur, çok merak ediyorum.



Eskiden her şeyin filmlerde olduğu gibi güzel olmasını isterdik ama olmazdı. Şimdi hiç mutlu değiliz, çünkü her şey filmlerdeki gibi: Kan, cinayet, aksiyon, kötülük, entrika, ihanet ve gerçeğin yerine de bolca efekt!



Belki bir gün insanlar Mars'a gidebilecek ama bir kaplumbağa hiçbir zaman bir otoyoldan karşıya geçemeyecek!



Sadece nakaratları aklında tutarak yaşamakta ısrarlıysan; hiçbir zaman hikayeyi tam olarak bilemeyeceksin, hayat böyle!



Güftesi ve bestesi Ali Rıza Avni Bey'e ait, Acemaşiran şarkının inceliğine dikkatinizi çekerim: “Canan okuyor, aşkın ilahi sesidir bu/ Gülzar-ı ezel bülbülünün nağmesidir bu/ Guş eyleyenin gönlü geçer her hevesinden/ Yalnız o kalır dilde, gönül bestesidir bu”



Her hazan yaprak döküyor, her bahar yeniden çiçek açıyordu, beşer olmasına beşerdi ama; akan suya, esen rüzgâra, yağan yağmura daha çok benziyordu.



İnsanı âlemin devranından koparıp aldılar, kendi kör döngüsünün içine kapattılar.



Sen şu koskoca deryada küçücük bir damla ol, içinde âlemler kadar büyük bir kalbin olsun, fesubhanallah!



“Türkistan'dan Şam'a kadar olan sahada birinin parmağına batan diken, benim parmağıma batmıştır; birinin ayağına çarpan taş, benim ayağıma çarpmıştır. Onun acısını ben duyarım. Bir kalpte üzüntü varsa, o kalp benim kalbimdir.” buyuruyor Ebu'l Hasan Harakânî hazretleri...



Yanına yıldırım düşse kılı kıpırdamayan, birinin içinden bir 'çıt' sesi gelse pâre pâre pârelenen insanlar da var.



Yazmaya tâkât yetmeyene harf neylesin, neylesin!



“Sen insanı ne sandın” dedi meczup, “dağların sırtında taşıyamadığı yükü o kalbinde taşıyor!”


#Küçük adam büyük düşünüyor
#meczup
#Hatırlamak
8 yıl önce
Küçük adam büyük düşünüyor!
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…