|
Mevsim yaz ve konumuz ağustos böcekleri

Her birimize düşen memleketin bir boşluğunu doldurmaktır, biz doldurmaya azmetmediğimiz için o boşluklar büyüyüp birer kara deliğe dönüşüyor.



Bir gün; mesela bir musluk tamircisinin işinin hakkını vermesinin, mesela bir üreticinin domates gibi domates yetiştirmeyi kafasına takmasının ya da mesela bir öğretmenin aslında insan inşa etmekte olduğunun farkında olmasının da vatan savunmasının bir parçası olduğunu öğrendiğimizde ancak tam olarak güvende olacağız.



“Ben neyi değiştirebilirim ki?” diye sordu genç olan. “Kendini! Yetmez mi bu!” diye cevap verdi daha az genç olan.



Varmak için bizden emek vermemizi istemeyen her sonuçtan şüphe edelim. Tarihin hiçbir döneminde insanlar gerçeğe bedel ödemeden ulaşamadı.



Yorulmak gerekiyor, sancılanmak, sıkılmak, sarsılmak, örselenmek ve elbette gideceğin istikameti hiç kaybetmemek... İdrak etmek, en zorlu yolculuğu insanın...



Navigasyon cihazına hakikate hangi yoldan gideceğini soran birileri çıkmadı mı hâlâ!



“Gözlerime inanamıyorum!” dedi yanındakilerden biri hayretle. “Bu iyi, çünkü günümüzde yalan her türlü görsel numarayı çevirebiliyor” dedi beyaz saçlı adam.



Herkesin hızlı yürümeye şartlandığı bir yerde, 'dikkatli bakma' çabası yazık ki en şaşmaz geride kalma sebebi sayılıyor.



Bir şeylerin üstünde durmaya değer olduğunu her farkettiğinde, o şeylere dikkatini çekmeye çalışabileceği herkes çoktan yanından geçip gitmiş oluyordu.



“Kaşığı eğmeyi deneme, bu imkansızdır. Bunun yerine sadece gerçeği anlamaya çalış!” dedi bilge çocuk. “Gerçek nedir?” diye sordu Neo. “Aslında kaşık yok, eğilen sadece kendinsin!” dedi çocuk. Matrix'ten çok iyi bilinen ama yine de ara sıra hatırlamamız gereken bir diyalog...



Önümüze gelen seçeneklerden birini tercih etmeyi hiçbir bedeli olmayan bir oyun gibi algılıyoruz çoğu zaman. Oysa hayat seyrüseferinin çok kritik ray değişiklikleridir her biri.



Bir replik de Mr. Nobody/Bay Hiçkimse filminden o halde: “Eğer patates püresi ile sosu karıştırırsan daha sonra ayıramazsın, sonsuza dek. Babanın sigarasından çıkan duman bir daha asla içine dönmez. Geri dönemeyiz. Seçmek, bu yüzden zordur!”



Okey oynayanlar bilir; taşların iyi karıştırılması için en çok bir önceki eli kaybedenler gayret gösterir.



Madem ki ikide bir basiretimiz bağlanıyor, zorda kalmamak için basiretimizi çözmenin yollarını daima aklımızın bir köşesinde tutmamız lazım!



Kışın gelmesi mukadder olduğuna göre, zihinlerimizde gamsızca çalıp söyleyen her ağustos böceğine kapıyı gösterelim!



Hayatımızda bu kadar çok ünlem işareti bulunması, noktayı koymak konusunda bir zâfiyet içinde olduğumuzu gösterir.



Gafleti sebebiyle içine düştüğü her büyük yanlış için hakikat çakısıyla tenine çentik atan insanlar da var.



“Uyu ama” dedi meczup, “her uykuna içinden bir nöbetçi bırak!”


#Ağustos böcekleri
#Bay Hiçkimse
8 yıl önce
Mevsim yaz ve konumuz ağustos böcekleri
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’