|
Okuma notları
“İnsanlar Allah'tan asla bağımsız olamadıklarından -onlar mahiyetleri gereği müslim ve kul'durlar- bu durumu kabul etmek ve gönüllü olarak O'na teslim olmak durumundadırlar. Böylece gerçekliğin yüzeyinde yüzmemiş olurlar. Kendilerini Allah'a teslim etmekle, Allah'tan başka her şeyden kendilerini kurtarırlar. Kendilerini Allah için özgür kılmakla başka her şeyden özgür hale gelirler. Allah'tan başka her şeyden özgür olmak gerçekdışı her şeyden özgür olmak ve Allah için özgür olmaktır. Bu şirk'in her türlüsünü reddetmek ve tevhîd'i kurmaktır.”

İslâm'ın Vizyonu-İnanç ve Uygulama/ Sachiko Murata-William C. Chittick/ İnsan Yayınları

“Senin işittiğin tesbihlerin ruhu sabretmektir. Sen de başına gelen bela ve musibetlere sabret; çünkü en doğru tesbih budur.

Hiçbir tesbih sabır derecesine varmamıştır. Sabret; çünkü sabır, neşe ve ferahlığın anahtarıdır.

Sabır, sırat köprüsüne benzer; cennet ise öbür taraftadır. Her güzelin yanında çirkin bir lala vardır.

Laladan kaçarsan güzeli de göremezsin. Çünkü lala güzelden hiç ayrılmaz.

Ey hafif bir şeyden bile kırılan sırça gönüllü! Sen sabrın zevkini, özellikle Allah'a ulaşmak için gösterilen sabrın tadını nereden bileceksin?”

Mevlânâ/ Konularına Göre Açıklamalı Mesnevi Tercümesi/ Şefik Can/ Ötüken Yayınları

“Hazreti Aişe Peygamberimiz (sav) hakkında şöyle diyor: Resûlullah hiç kimseyi azarlamazdı. Kendisine kötülük edenlere kötülükle karşılık vermezdi. Kendisine yapılan fenalıklara önem vermez, onları affederdi. Bir kimse hakkında, iki şıktan birini tercih etmek durumunda kaldığı zaman, günaha düşmemek şartıyla en merhametli olanı tercih ederdi. Hz. Peygamber, şahsına yapılan bir kötülüğün intikamını almazdı. Ama ilahî emirlere karşı gelen kimseyi hak ettiği cezaya çarptırırdı.Hz. Peygamber hiçbir Müslümana lânet okumamış; hiçbir kadın, köle, cariye, hizmetçi veya hayvanı dövmemiş, hiç kimsenin haram olmayan bir ricasını reddetmemişti. Hz. Peygamber evine girdiği zaman gülümserdi. Arkadaşları arasında otururken kesinlikle ayaklarını uzatmazdı. Acele etmeden konuşurdu, o kadar ki onu dinleyenler sözlerini ezberleyebilirlerdi.”

Muhammedî Ahlak/ Mevlânâ Şiblî/ Timaş Yayınları

“Bitkiler hayvanlara, hayvanlar da insanlara kendilerini feda ve kurban ederken, insanoğlu kendini Allah'a adayabilecek, O'nun uğruna kendini feda edebilecek, O'nun Medeniyetinin kıyamete kadar devam etmesi için kendini kurban edebilecek mi?

Her kurban bayramı gelince, ve kurbanların kanları ağaçlara ve taşlara saçıldıkça içine girmemiz gereken düşünce ortamı, bu değil mi?

Metafizik deyip geçecek, burun kıvıracak bazıları. Evet, metafizik. Ey materyalist, şunu bil ki, senin insan olduğun halde bu metafiziğe ait duygulardan mahrumluğuna karşılık, kurban edilmek için yere yatırılıp kanı akıtılan hayvanın teslimiyet ve tevekkülünde lisan-ı hal ile söylediği, duygularında adeta metafizik âlemden gelip ruhumuzu aydınlatan, parıltılar, ışıklar, yer ve göğü tutan merhamet çınlayışları ve çağıltıları var.”

Fizik Ötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi-I- Perde Devrildiği An/ Sezai Karakoç/ Diriliş Yayınları
#Fizik Ötesi
#Mesnevi
#Sezai Karakoç
9 yıl önce
Okuma notları
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset