|
Toplumsal bilinç kundaklanıyor!

Türkiye ne zaman biraz nefes almaya kalksa, birileri gelip yeniden boğazına çörekleniyor. Son günlerde yaşananlar, toplumsal bilinci kundaklamaya çalışan ve artık neredeyse herkes tarafından teşhis edilebilen karanlık güç odaklarıdır.

Onlar Türkiye''nin yeniden nefes almaya başlamasını, kendini toparlamasını ve ayağa kalkacak gücü yeniden kazanmasını istemiyorlar.

Çünkü onların menfaatleri, Türkiye''nin menfaatlerine paralel bir yön tutturmuyor.

Bu yüzden rahat duramıyorlar.

Kirli senaryolarının gündem dışı kalmasından, karanlık hesaplarının yüzgeri edilmesinden endişe ediyorlar.

Küllenmeye yüz tutmuş sokak ateşlerinin, yerini sükunete terkeden çatışma havalarının, dinginleşme eğilimine giren çalkalanma zamanlarının paniğini yaşıyor, varlıklarını tehdit eden bu ''iyileşme'' döneminin rahatsızlığını hissediyorlar.

Bu ülkeyi sevmiyorlar, bu ülkenin kendine gelmesini ve yoluna devam etmesini istemiyorlar.

Yolumuza çıkardıkları bütün engellerin, yürüyüşümüze vurdukları bütün kösteklerin nedeni bu!

Kara tezgahlar, beklenmedik provokasyonlar, canice işlenmiş cinayetler, hep bu kirli senaryonun yeniden hayata geçirilmesi için...

Bu vahim sonuca ulaşmaktan umutlarını kesmedikçe, toplumsal beraberliğimizi dinamitleyecek böyle hain tuzaklar kurmaktan da vazgeçmeyecekler.

Onların heveslerini kursaklarında bırakmanın tek yolu; ne olursa olsun oyuna gelmemek, duygularımıza yenilmemek ve tarihin zihinlerimize kodladığı toplumsal bilinci ne olursa olsun yitirmemektir.

Sloganların, ideolojik dayatmaların, kaba politik manevraların hiç sırası değil!

Olgunlaşmanın, büyümenin, sahip çıkmanın, sorumluluk almanın ve basiretli düşünmeninse tam sırası!

Tek tek hepimiz, olur olmaz zamanlarda, olur olmaz noktalarından kundaklanmaya başlanan toplumsal mantığımıza su taşımalı, bizi öfkelerin ve hamasetlerin oyuncağı yapacak maksatlı yangınları söndürmeliyiz.

Ayakta kalmak, kendimize gelmek ve yeniden yürümeye başlayabilmek için başka hiçbir çıkar yolumuz yok!

Kendi toplumsal mantığımızı yaşatmayı başaramazsak, kirli mantıkların ve hain senaryoların figürasyonuna memur edileceğiz.

Yaşadığımız şu son günleri kuşatan sıkıntı, ilk defa karşılaşmadığımız bir toplumsal imtihanın sıkıntısıdır.

Yenilmeyelim; ne kadar zor olurlarsa olsunlar bu hayati soruların doğru cevaplarını bulabilecek kadar tecrübeli bir topluluğuz.

Onca badire yaşamamıza rağmen, bugüne kadar sırtımızın yere gelmemesi de bu yeteneğimizi kanıtlıyor.

Şimdi teslim olmak için hiçbir sebep yok; doğru yerde durur, bizi bu ülkeye bağlayan bağları toplumsal bir dirence dönüştürebilirsek, asla yenilmeyiz.

Ne bugün, ne de bundan sonra!..

Birilerinin yarınlarımıza yerleştirdiği sinsi mayınlara basmamanın yolu, geleceğin rotasını kendi başımıza çizebilme yeteneğini kazanabilmemizden geçiyor.

24 yıl önce
Toplumsal bilinç kundaklanıyor!
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’