|
Yarınları kırdırmak

Bugünün yaşantısında istikameti belirleyen temel unsur artık tüketim... İnsanlar kendi hayatlarını bile tüketebilme imkanlarının niceliğine göre tarif eder hale geldi.



Evvel zamanda yaşayan insanların varoluşsal arayışlarından pek fazla bir şey kalmadı bugünün insanına. “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum?” gibi esaslı meraklar çoktan demode hale geldi ve aşağılanır oldu. Bunların yerine hemen herkesi “Benim ne kadar param var, neleri alabiliyorum, nereden alabiliyorum?” gibi konular ilgilendiriyor artık.



Bugün, düşünceli bir halde gördüğümüz herhangi bir şahsın bir mânâ arayışı içinde olma ihtimali neredeyse yok gibi... Yüksek ihtimal, o şahsın yaşadığı sıkıntı hali, kabaran satın alma ihtirasını köreltecek maddî imkanı çok uğraşmasına rağmen bir türlü bir araya getirememiş olmasıyla ilgilidir.



Yeni insan için anlama giden her yolun cüzdanla mutlaka bir ilişkisi var. Çünkü modern düzen bu şekilde kurgulanmış. Dikkatlice bakarsak, hayallerimizin üzerinde bile sürekli güncellenmekte olan küçük hınzır fiyat etiketleri görebiliriz. İnanmıyorsanız etrafınızdaki insanlara sorun. Size hayallerini anlatsınlar ve siz de elinize bir hesap makinesi alarak, onlar anlatırken hayallerinin toplam maliyet hesabını çıkarın. İnanın bu çok mümkün! Eğer birileri bunun aksine maliyeti çıkarılamayan hayaller kurmayı başarabiliyorsa, bilin ki biz onlara uzun zamandır 'hayalperest' diyoruz.



Peki yolu cüzdandan geçen hayallerin bu kadar çok kurulduğu, buna karşılık cüzdan kalınlıklarının genel olarak yaşamaya bile güç bela yettiği bir ülkede matematik denge nasıl kurulacak? Elbette kurulamayacak! Ama kazandibinin bile yalancısının çıktığı bir zamanda matematik dengenin de yalandan mantıklarla yürürlüğe girmesi sağlanabiliyor. Belki büyük hayallerinizin değil, ama küçük hayallerinizin gerçekleşmesi için paranın yetişemediği yerde elinize birer kredi kartı tutuşturuluyor. Ve siz sanki hiç para ödemiyormuş gibi, önünüze gelen her şeyi ihtiyacınız olsun olmasın rahatlıkla satın alabiliyorsunuz. Neyle? Henüz kazanmadığınız ve artık kazanmak zorunda olduğunuz paranızla... Yani ihtiyacınızın olduğu çok tartışmalı torbalarca yeni formüllü deterjan alırken, vadeli bir hesapla geleceğinizi ipotek ettirdiğinizin farkında olmadan!..



Gazetelerde periyodik olarak haberler çıkıyor; kredi kartı harcamalarında Türkiye dünya sıralamasının tepelerini zorlayacak bir performans gösteriyor. Ekonomik sıkıntılar yaşayan bir ülke için, bu ne kadar da tuhaf bir güç gösterisi, öyle değil mi?



Yaptığımız şeyin adı: Olmayan parayı harcamak! Kulağa sağlıklı geliyor mu? Hayır, kesinlikle gelmiyor. Oysa bu ülkede milyonlarca insanın her gün her alışverişinde yapmakta olduğu şeyin adı bu! Marketlerde eski bozuk para sendromlarını aratan kredi kartı kuyrukları oluşuyor. Acayip bir kasa bürokrasisi... Adam bir gazoz almış, kadın bir kutu kibrit almış, parasını kredi kartıyla ödemeye çalışıyor. Neden? Peşin ödememek için... İnsanın içini sarıveren o 'hiç ödemiyormuşluk hissi'ne kapılabilmek için... Aslında hiç ihtiyaç duymadığımız ve peşin parayla asla yanına yaklaşmayacağımız şeyler bizi kredi kartlarımızdan tutup kendine çekiveriyor. Eve geldiğimizde o 'şey'i neden satın aldığımızı bile hatırlayamıyoruz.



Ne illüzyon ama!



Bugünün ölçüsüzce keyifleri için, yarınları kırdırmak... Küçücük bir gofreti, bir paket sigarayı, iki kutu sütü vade faiziyle birlikte satın almak... Bu sadece yanlış hesap değil, heveslerine kapılarak muvazenesini yitirmiş bir insanlığın alçaltıcı bir karikatürü aynı zamanda...




#İllüzyon
#Modern düzen
#Hayalperest
8 yıl önce
Yarınları kırdırmak
Mustafa Kutlu Sempozyumu
Bir film, traji-komik medya eleştirisi...
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…