İyi; Merve Kavakçı İslam önceki gün Balçiçek İlter''in konuğuydu. İlter, şu sıralar gündemi meşgul eden yemin krizinden yola çıkıp ''Kavakçı Meclis''te yemin ettirilmediğinde Fazilet Partisi de bu durumu boykot etseydi ne olurdu?'' sorusuna cevap arıyordu. Kavakçı böyle bir duruşun sergilenmesinin doğru olacağını söyledi. Dönemi, dönemin aktörlerini, yaşadıklarını, tavrını ve medyanın linç girişimini kendi cephesinden anlattı.
O gün yaşananlar hepimizin malumu. Meclis''e girdiğinde ''dışarı'' diye tempo tutanlar, sıralara vuranlar ve diğer Meclis üyelerinin sessizliği Kavakçı''da büyük bir şaşkınlık ve üzüntüye neden olmuş. Bakıldığında elbette bir insanın yaşayacağı en zor gün gibi görünüyor. Oysa öyle değilmiş. Yemin krizinin ardından kendisini çok daha zor günlerin beklediğini kısa sürede anlamış.
Babasının sahte peygamber olduğu iddiaları, annesinin adının Fazilet Partisi için açılan kapatma davasının iddianamesinde geçmesi, yaşadığı evin gece üçte basın tarafından ''ziyaret'' edilmesi, o saatte zilden çekilmeyen eller... Medyanın yoğun takibinden nasıl uzak kalacağını şaşırmış. İlkokul üçüncü sınıfa giden çocuklarını bu takipten korumak adına bir iki gün okula göndermeme kararı almış. Bu defa ''kızlarının başını örttü, onları da okula göndermiyor'' haberleri çıkınca hayata kaldığı yerden devam etmek için onları da alıp dışarı çıkmış. Amaç okula gitmek. Medya mensupları kendisinden önce çeşitli ziyaretlerde bulunmuşlar tabiî. Kayıt fotoğrafları vesaire için. Orada eğitim gören minikler de örgütlenmiş bu arada. Okula gittiklerinde kızlarının arkadaşları olan çocuklar ''Türkiye laiktir laik kalacak'' diye slogan atıp onları yuhalamışlar. ''Bu kadar büyük bir kötülük beklemiyordum'' diyen Kavakçı, nasıl çıkacağını bilemediği okulda hayatının en zor gününü yaşadığını söylüyor. Balçiçek İlter''in sunduğu Söz Sende, o dönemki olayların bir anneye yaşattıklarını anlatan iyi bir programdı.
Kötü; Televizyonda yaz ayları kolay hazırlanan, düşük maliyetli işlerle geçiştirilir. Bir çok kanalda bu sebeple bir kez daha star yarışmaları başladı. Az maliyet-çok reyting hedefi doğrultusunda hazırlanan bu yarışlara bel bağlanmasını anladık da en azından daha yaratıcı olunamaz mı? Adaylar vasat, jüri üyeleri artık bıkkınlık veren konuları açıp, sıkıcı yorumlar yapıyor. Kısaca buralarda her şey kötü gidiyor.
Çirkin; Evlenme programlarındaki skandallar bitmiyor. Son olarak programlarda, birbiriyle anlaşan çiftlerin nasıl alelacele evlendirildikleri ile ilgili haberler çıktı. Amaç en iyi evlendirme programı unvanını almak. Kriter ise ne kadar çok kişiyi evlendirmeyi başardıkları. Daha evvel de bu programlarda evlenip dolandırılan insanların hikayelerine tanık olmuştuk. Bir şey olmadı. Artık kişilerin hayatları, hayatlarının yayın sonrası nasıl devam edeceği göz ardı edilerek yapılan bu yayınların sonu gelse ya... Artık!
