|
CHP’nin müttefikleri yine siyaset dışından

Bir ahlaksız kaset maharetiyle (Ki o görüntüleri çekenler ile onu ilk yayınlayan FETÖ’cüler şu anda tutuklu yargılanıyor!) CHP’ye Genel Başkan yapılan Kemal Kılıçdaroğlu’nun 22 Mayıs 2010’daki ilk kurultayını hatırlıyor musunuz?


O kongrede, laikliğin üzerine abanmamıştı. Ekmek demişti, aş demişti. Daha demokratik bir Türkiye filan demişti, Kılıçdaroğlu.

Kılıçdaroğlu ile birlikte artık, CHP zihniyetinin milleti laiklik sopasıyla dövmeyeceği, her fırsatta irtica, laiklik gibi katı resmi ideoloji üzerinden muhalefet yapmayacağı söylenmişti. Dahası, CHP’nin daha demokratik bir parti olabileceği konuşulmuştu. Kılıçdaroğlu’nun arkasındaki güç bize bir illüzyon sunmuştu!

CHP’DE MARJİNAL KLİK MERKEZE OTURDU
Daha demokratik bir CHP beklenirken, Kılıçdaroğlu öyle hızlı hamlelerle rakiplerini tasfiye etti ki
“yerinden kımıldatılamaz”
denilen
Önder Sav
bile genel merkeze giremez olmuştu.
Çok kısa bir sürede, CHP Genel Merkezi, bir mezhep kliğinin eline geçti.
“Ben Dersimli Kemal’im”
diye meydan okuyan Kemal Kılıçdaroğlu CHP’yi dar bir kadro ile yönetir hale geldi. Ankaralı bir dostum, “CHP koridorlarında ‘Mustafa Kemal’den öcümüzü aldık’ diyenler var” dedi geçenlerde.
Bunların hiçbiri beni çok fazla ilgilendirmiyor. Ama son dönemde
CHP’nin milli meselelerdeki duruşu beni yakından ilgilendiriyo
r. Çünkü bu coğrafyanın kaderi, istilacılara direnenlerle, istilacılarla işbirliği yapanların mücadelesinden oluşuyor. Ve bugün o mücadele dişe diş devam ediyor.
CHP’LİLER SANKİ İSTİLACILARIN SÖZCÜSÜ

Bakın son 10 günde başta Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP’lilerin takındığı tavır beni ziyadesiyle tedirgin ediyor.

Örneğin, CHP’nin kadın milletvekili
Selin Sayek Böke
PKK’nın Suriye kolu
PYD’ye terör örgütü diyemedi.
Yine CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz,
“ÖSO’nun kaynağı El kaide”
diyerek şu anda Afrin’de Mehmetçik ile omuz omuza mücadele eden ÖSO’yu terör örgütleriyle ilişkilendirmek istedi.
Kılıçdaroğlu da aldığı sufle ile,
“Türk Silahlı Kuvvetleri ile ÖSO’nun yan yana olmasını içime sindiremiyorum”
deyiverdi.

Peki, bütün bu çıkışların, laf olsun beri gelsin diye söylendiğini düşünmek mümkün mü?

Ne mümkün..!

Kılıçdaroğlu, PKK terör örgütünün Suriye’nin kuzeyindeki
“kantonlaşma”
sürecinin bir benzerini Türkiye’de de denediği günlerde… (Yani 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası hükümet kurulamadığı günlerde oluşan siyasi boşluktan faydalanıp) “Hendek siyaseti” dediği çukur savaşlarında PKK’lı teröristlere
“O arkadaşlar”
dememiş miydi?
Yine 16 Nisan referandumundan hemen sonra o dönemin
CHP sözcüsü Selin Sayek Böke
“Hayır biz kazandık” sloganını attıktan sonra
“Sine-i millet de seçeneklerden biri”
deyivermemiş miydi?
Bu çıkışını da şu cümlelerle devam ettirmemiş miydi,
“Meclis dışında meşru demokratik anayasal hakların kullanımını savunmak, desteklemek ve bu hakların kullanımına ortak olmak CHP’nin görevinin bir parçası olmalıdır.
Yine Böke gibi düşünenlerin bazılar 16 Nisan’ın hemen ardından
“Gezi provokasyonu”
na benzer bir takım sokak eylemlerini örgütleme ve kışkırtma çabasına da girmemiş miydi?
CHP’NİN MÜTTEFİKİ FETÖ

CHP’nin Meclis dışı güçlerle ittifak yapmasına örnek olarak, FETÖ’nün tüm montaj, dublaj, hukuksuz yollardan elde edilen tapelerini kullanmasını da ekleyelim mi..?

Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’nün verdiği suflelerle 15 Temmuz darbe girişimine “Kontrollü darbe” demesini de hatırlatalım mı?

Bir de Kılıçdaroğlu’nun, Ankara’dan İstanbul’a yürürken koluna kimleri taktığını unutalım mı?

FETÖ’cüler de oradaydı HDP/PKK’lıları da.
“Meclis dışı güçler”
le ittifaka bel bağlayan bir CHP’den söz ediyorum. Hatta terör örgütlerine… Çünkü, en son İstanbul İl Başkanlığı’na getirilen
Canan Kaftancıoğlu
’nun nasıl il başkanı yapıldığına ilişkin çıkan haberler bile bunun göstergesi.
Kılıçdaroğlu
il başkanlığı seçimi öncesi adaylarla görüşürken, “
Bana polise direnecek. TOMA’nın üzerine çıkacak il başkanı lazım”
cümlesini kurmuş. Kılıçdaroğlu’nun bu kriterlerine en uygun aday da Kaftancıoğlu olmuş olacak ki şu anda CHP’nin İstanbul İl Başkanı!
Kaftancıoğlu’nun “sokağı önceleyen” nice beyanatları, nice sosyal medya mesajları da zaten ortalığa saçılmıştı.

***

Türkiye amansız bir mücadelenin içinde. Terörle dişe diş bir mücadele yürütülüyor. Burada milli unsurlar bir araya geliyor. İttifaklar kuruluyor. Hiç olmazsa dışarıya karşı, teröre karşı ortak bir duruş sergileniyor.

Bir tarafta da milli duruşun karşısında milli ittifakı zayıflatacak hamleler yapılıyor. Ne hikmetse bu hamleler CHP liderliğinden ve CHP sözcülerinden geliyor.

CHP, müttefiklerini, ortaklarını siyaset dışından seçme geleneğini sürdürüyor. Dün askeri vesayete bel bağlayan CHP bugün sokağa terör örgütlerine ve FETÖ’ye, FETÖ üzerinden uluslararası güçlere bel bağlıyor.

Parti sözcülerinin, genel başkanın sadece terörle mücadele sürecinde takındıkları tavır ve söylemleri bile bunun göstergesi.

Sahi, 2019’daki seçimler öncesi, “Bana polise direnecek, TOMA’nın üzerine çıkacak il başkanı lazım” diyen bir CHP liderinin sandıktan umudu kalmış olabilir mi?
#CHP
#Kemal Kılıçdaroğlu
#Kurultay
6 yıl önce
CHP’nin müttefikleri yine siyaset dışından
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset