|
Kuzey Irak’ın seçimi

Dün gerçekleştirilen Kuzey Irak referandumu, gerek Türkiye’nin gerekse bölgenin güvenliğine ilişkin yarattığı endişeler nedeniyle yoğun tepkilerle karşılaştı. Uluslararası kamuoyunca vakit varken yoldan dönülmesi tavsiye edilen IKBY yönetimi, buna rağmen Irak’ın anayasasına aykırı ve bağlayıcılığı olmayan, tanınmayan bir seçime yönelmiş oldu. Uzun süredir konuşulageldiği üzere, Irak’ın bütünlüğünü tehdit eden bu tercihin, bölgedeki istikrarsızlığı tırmandırması da kaçınılmaz…


Birkaç gün içinde net sonuçları açıklanması planlanan sözde referandumun, çıkması beklenen evet kararı sonrası nereye evirileceği elbette bir tartışma konusu. Bununla birlikte, IKBY’nin bu sürecin hemen başında karşılaştığı duvarların boyunu iyi ölçüp biçmesi de önem taşıyor.

İRAN DA ÖFKELİ

Bunların başında ise, elbette öncelikle Bağdat yönetiminin tavrından bahsetmek gerek. Başından beri bir evet sonucunu tanımayacağını haykıran merkezi yönetim, sandıkların kurulmasına saatler kala da tehditlerini artırmaya başladı. IKBY ve önde gelen yetkililerinin hesaplarına dair inceleme başlatacaklarını açıklayan yönetim, sınır geçişleri ile havalimanlarına gözünü diktiğini de belirtti.

Bu noktada malumunuz, gelişmelere tepkiler Türkiye’nin yanı sıra, komşu İran’dan da ciddi şekilde yükseliyor. Bağdat’ın hava sahalarıyla ilgili talebine hızlı bir şekilde hayhay diyen İran, şu an IKBY’den gelen tüm uçuşlara kapatılmış durumda. Bölgeye uçuş izni de artık vermeyen Tahran yönetiminin askeri sesi ise sınırda giderek yükseliyor.

Dahası Bağdat, Kuzey Irak yerel yönetimi ile iş yapan ülkelere, sınır geçişlerinde ve petrol ticaretinde federal hükümetle işbirliği yapmalarını da salık vermiş durumda…

VANA KAPANIRSA

Bilindiği gibi, petrol yerel yönetimin temel geçim kaynağı ve buradan günde 600 bin varili bulan bir transfer söz konusu… Tam bu noktada, Türkiye’nin Ceyhan’a uzanan boru hattıyla Erbil’e hayati bir kapı açtığı çok iyi biliniyor. Hatta bu kapsamda, son yıllarda bölgenin gelişmesi için Türkiye’nin hem samimi hem de stratejik bir işbirliği yaklaşımı sergilediği de asla inkâr edilemiyor.

Bu bağlamda Ankara’nın, zor günlerinde Irak’taki Kürtlerin hep yanında olduğu ortada... Şimdi ise, sınırın hemen ötesinde bir istikrarsızlaşma tehdidiyle karşı karşıya kalmış olarak, söz konusu risklerin karşısında ulusal güvenliği için gereken tedbir ve yaptırımları masaya yatırmak durumunda… Bunlar arasında ise, petrol hattındaki durumu yeniden değerlendirmek de geliyor.

Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün dile getirdiği gibi petrol vanası kapatılırsa, Erbil için hoş sonuçlar doğmayacağı kesin.

Nitekim ayakları üstünde durmayı henüz başaramamış ve çeşitlenme kelimesinin yanından bile maalesef geçemeyen bir ekonomiden bahsediyoruz. Son yıllarda jeopolitik gelişmeler çerçevesinde yaşadıklarıyla ve merkezle arasındaki anlaşmazlıklarla bütçe sarsıntısı geçiren ve yoksulluk oranında tırmanış kaydeden IKBY, normalleşebilmek için petrol gelirine muhtaç. Hatta Erbil’in petrol fiyatlarının toparlanmasını da bu bağlamda nicedir dört gözle beklediğine şüphe yok.

Üstelik Kuzey Irak ekonomisinin normalleşmesi, aynı zamanda daha istikrarlı bir ortamı da şart kılıyor. Sağlanması gereken böylesi bir ortamda genç insan kaynağını değerlendirebilecek, reformları yapıp maliyesini düzeltebilecek bir IKBY ise, referandumun yaratacağı yeni belirsizlikler ve risklerle maalesef başarılamayacak. Tüm bu öngörüler ise, Kürtler ve diğer bölge halkının daha da zor duruma düşmesini ne yazık ki beraberinde getirecek.

Kısacası bundan birkaç sene önce ekonomik reform planları yapan IKBY yaptığı bu seçim sonucu öyle gözüküyor ki, bölge için yeni bir tehdit unsuru yaratırken, böyle giderse halkı için de asıl gerekenleri artık ajandasına alamayacak.

#Türkiye
#Kuzey Irak
#Referandum
7 yıl önce
Kuzey Irak’ın seçimi
Bıçak
Kara dinlilerle milletin savaşı
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’