|
Dinden Kazanmak Dine Kazanmak

Dini Allah rızasını kazanmak için kullanmak, O''nun hoşnut olacağı bir hayatı yaşayabilmek için dinden yararlanmak meşru ve caiz olmanın ötesinde dinin gönderiliş amacını teşkil etmektedir. Dini kullanarak (istismar ederek) kişinin veya gurubun kendilerine menfaat sağlaması ise çirkindir, haramdır ve dine ihanettir. İslam âlimleri bu konuda o kadar ince eleyip sık dokumuşlardır ki, hassasiyetlerine hayran olmamak mümkün değildir. Fıkıh kitaplarının günlük hayatımızda sıkça geçen helal haram konularına tahsis edilen bölümünde (kerâhiye, istihsan kitaplarında) şöyle bir ölçü ile karşılaşıyoruz: Bir kimsenin Allah''ın adını sıkça ve açıktan anmak gibi bir âdeti olsa bile dükkanına müşteri geldiğinde bunu yapması mekruhtur; çünkü Allah''ı, müşteriyi etkilemek için anmış olması şaibesi vardır. Böyle bir âdeti bulunmadığı halde müşteri içeri girince Allah''ı anması ise hiç caiz değildir. Dinden yemenin dince caiz görülmediğini gösteren ilgi çekici başka örnekler de vardır. İmamlık, müezzinlik, Kur''an ve zorunlu din bilgisi öğreticiliği gibi işler ibadet sayıldığı için bunlardan para (ücret) almak başlangıçta caiz görülmemiş, bu işleri yapanlar başka iş göremez hale gelip hazineden ihtiyaçlarının karşılanması uygulamasına da son verilince -vazifeler aksamasın diye, zarurete dayalı olarak- ücret almalarına cevaz verilmiştir. Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere gerçek mânada din istismarı, dinden yemek İslam''da caiz değildir ve samimi bir mümin, imanı ve ahlakı gereği zaten bunu yapmaz. Ama günümüzde dinden kazanma ile dine kazanmanın birbirine karıştırıldığını, ikincisinin de istismar içine sokularak mahkum edildiğini görüyoruz.

İnsanları dine kazanmak, onlara dini sevdirmek, dini hayatlarını güçlendirmek için yapılacak faaliyetler, yanlış veya yasak olmak bir yana teşvik edilmiş; zekat, vakıf, karz-ı hasen (faizsiz ihtiyaç kredisi) gibi araçlarla kısmen kurumlaştırılmıştır. Zekatın sarf yerleri arasında bulunan "müellefetü''l-kulûb"dan maksat, müslüman olmadıkları halde gönülleri veya destekleri İslam adına kazanılmak istenen kimselerdir; bunlara bu amaçla zekat verilir ve bizim değerler sistemimize göre buna din istismarı denmez; denirse caiz, hatta duruma göre farz olan bir istismar olur. Müslümanlar, Allah rızası için vakıflar kurar, insanların, hatta hayvanların çeşitli ihtiyaçlarını karşılarlar. Bunu yaparken aynı zamanda müslümanların dini hayatlarını güçlendirmek, müslüman olmayanların İslam''ı sevmelerini ve ona dost olmalarını sağlamak gibi bir amaç güderlerse bu da istismar değildir; hatta bir mânada cihaddır.

Kendilerini müslüman olarak tanımlayan ve İslam''a hizmeti ön planda tutan bazı şahıs ve kuruluşlar, deprem bölgesinde, iyi kötü, sizden bizden ayırımı yapmadan halka hizmet vermeden tutun da eğitim öğretim, muhtaçlara yardım faaliyetlerine varıncaya kadar bir takım hizmetler yaparken, bundan şahıs ve -dar mânada- kurumlarına menfaat sağlamak isterlerse bu istismardır, insanlara Allah rızası için hizmet vermek ve bu arada kimilerinin gönlünü İslam için kazanmak isterlerse bu istismar değildir, ibadettir, hizmet şeklinde cihaddır.

Birileri çıkar da "biz de bunları biliyoruz, ama müslüman şahıs ve kurumların sevilmesini, güçlenmelerini, gönüllerin İslam adına kazanılmasını... istemiyoruz; çünkü bunu, ilerisi için kendi hayat tarzımız bakımından bir tehdit olarak algılıyoruz" derlerse onlara bir dua ile mukabele etmek gerekir: Allah size şifa versin!


24 yıl önce
Dinden Kazanmak Dine Kazanmak
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti