|
Dini kullanmak

Mümin kişi dini, bir hayat rehberi olarak kullanır, ondan bu maksatla istifade eder; neyi, ne zaman, nasıl, niçin yapacağını dinden öğrenir, dinin ana kaynaklarından çıkarır, elde ettiği bilgiyi hayatının bütününde uygular, böylece dini koyan, gönderen Allah''ın rızasına uygun bir dünya hayatı yaşar, bu hayatın sonucu ise iki cihanda mutlu olmaktır.

Münafıklar (inanmadıkları halde kendilerini öyle gösterenler), mümin olmakla beraber imanı ve ahlakı gevşek olanlar, bu yüzden dünya menfaatini âhirete ve Allah rızasına tercih edenler dini, iyi bir mümin olmak için değil, dünya menfaatine ulaşmak için kullanırlar. Bu kullanışın sonucu "Allah''ın âyetlerini aşağılık ve değersiz dünya menfaatine değişmektir, değerliyi değersiz karşılığında satmaktır, zarardır, ebedi hayat için büyük kayıptır."

Dinin amacı dışında kullanılma sebeplerinden biri de cehalettir, dinin ne istediğini bilmemektir. Bilgisizlik yüzünden din bildiği şeyi (bu bazan nefsin örtük arzuları da olur) hayat ve ilişkilerinde uygulayan kimse bilmeden dinden uzaklaşmış olur.

Yukarıda özetlenen kuralların tarihte ve günümüzde, her alanda sayısız örnekleri bulunmakla beraber burada sosyal ve siyasi hayattan bazı örnekler üzerinde durmak, hayatımızda olup biten şeyler bakımından açıklayıcı olacaktır.

Laik-demokratik bir düzende parti kurmanın, parti içinde başkanlıktan üyeliğe kadar çeşitli vazifeler üslenmenin -caiz olup olmadığı tartışması bir yana- hilafet ve bey''atla hiçbir alakası ve benzerliği yoktur. Başkanı halife yerine koymak, ona itaati halifeye itaatle bir tutmak, belli bir partiye oy vermeyi bey''ata benzetmek, oy vermeyenleri bey''attan geri duranlar gibi değerlendirmek yanlıştır. Bunları ve aşağıda gelecek diğer örnekleri bilerek yapanlar ile bilmeyerek yapanların durumu, farklı olarak yukarıdaki genel çerçeveler içinde değerlendirilir.

Demokratik düzende parti başkanı ve yöneticilerini, denetlemek, tenkit etmek, ıslah için çalışmak, olmazsa azletmek elbette caizdir; bunlar yalnızca demokratik düzende parti yöneticileri için değil, halife için bile caizdir. Hemen her kelam kitabında benzerini bulabileceğiniz bir ifadeyi Bâkıllânî''nin Temhîd''inden nakledelim: "İmam (halife) ancak faziletli seçmenlerin (ehl-i hall ve akdin) yapacağı bir akitle (sözleşme ile) imam olur... O, selahiyetli kılındığı bütün işlerde ümmetin vekili ve temsilcisidir. Onu seçenler ve ona bey''at edenler aynı zamanda onu devamlı denetlemek, düzeltmek, doğruyu hatırlatmak, dikkatini çekmek, varsa hakkını ondan almak, görevden almayı gerektiren bir şey yaptığında onu görevden almak ve yerine bir başkasını getirmek hakkına sahiptirler".

Birileri halktan oy almak veya rakiplerini yenmek için parti başkanlığını halifelikle bir tutarsa diğerleri de kurdukları örgütün veya cemaatin liderini halife ilan ederler, bunu arkasından karakuşi hükümler, tekfirler, infazlar, hasılı fitne ve fesat gelir. Din fitneyi şiddetle yasaklar, İslami gruplar arasında kardeşliği, İslam''ın ortak ilkeleri ve hedefleri çerçevesinde dayanışmayı emreder.

Hz. Peygamber (s.a.) müminleri, devlet hizmetine talip olma konusunda uyarmış, devlet hizmetinin isteyene değil, layık olana verilmesini istemiştir. Bu konuda sahih hadisler vardır, ancak genel kurallar ile "vazife talebinin caiz olduğunu gösteren" diğer hadisler fıkıh âlimlerince birlikte değerlendirilmiş ve şu sonuca varılmıştır: Ehli olmayan devlet hizmetine talip olmamalıdır, ehli olan da bunu hırs ve iştiha ile talep etmemeli, sorumluğunu da düşünmelidir; bununla beraber makama layık olmayan birinin gelmesini önlemek gibi meşru bir sebeple vazife istemek caizdir, hatta bazan gerekli de olur.

İslam''ın kurallarını, Hz. Peygamber''in uygulamalarını ve tavsiyelerini bağlamından çıkararak, amacından saptırarak kullanmak -ister bilgisizlik yüzünden olsun, ister siyaset gereği bilerek yapılsın- yanlıştır, çirkindir, kişiye büyük sorumluluk getirir, dine zarar verir, ahlakı dejenere eder. Bundan titizlikle sakınmak müminlerin birinci ödevidir.

24 yıl önce
Dini kullanmak
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti