|
Halkla bütünleşmek veya R. Tayyip Erdoğan

Eninde sonunda milletin dediği olur (hakimiyet milletindir), milletin hakim gücü Allah''a inanmıyorsa Allah''ın teşrîî hakimiyeti dünya hayatının o millete ait olan kısmında gerçekleşmez, bu sebeple Allah, "din gününün (ahiretin) mutlak hakimidir", dünya hayatındaki siyasi, hukuki... hakimiyetini kendisi mutlak tutmamış, başka bir deyişle "imtihan gereği bu hakimiyetinin gerçekleşmesini kulların da bunu istemesine bağlamıştır." İşte bu sebeple ve bu manada dünya hayat düzeninde milletin dediği olur.

Muhalifleri Sultan Abdülhamid''e "Kızıl Sultan" dediler, halkın ekseriyeti onu hep sevdi, saydı ve cennetmekân diye andılar.

Menderes''i astılar, ülkeyi ve demokrasiyi kurtaracağız (!) diye onu asanlar ya unutuldu veya rahmetle anılmıyorlar, Menderes ve arkadaşları ise İstanbul''un mûtena bir köşesine taşınan kabirlerinde ziyaret ediliyorlar, kendileri için mevlitler okunuyor, sevgi, saygı ve rahmetle anılıyorlar, ailelerine karşı bile vefa borcu ödeniyor.

Çorum''da vali ve belediye başkanı olarak görev yapan bir devlet memuru vardı: Merhum Mehmet Varinli. Hafızamda hiçbir Çorum valisinin ismi yoktur, sanırım hemşehrilerimin de çoğu böyledir, merhum Varinli''ye gelince, aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen hâlâ unutulmamıştır ve rahmetle anılır. Bazı siyasilerle ters düştüğü için kendisini Çorum''dan almaya karar verdiklerinde sivil halk temsilcileri Ankara''ya yığılmış, valilerine sahip çıkmışlardı. Vali Varinli sabah namazını Ulu Cami''de, imamın arkasında kılar ve ilk denetleme görevine buradan başlardı. Cumhuriyetin valisi bu davranışını laikliği aykırı bulmaz, camilerde namaz kılan valilerin irtica''ı azıtacağı vehmine kapılmazdı. Bir zabıta görevlisine bir dostu "Gel çay içelim" teklifinde bulunmuş, görevli ise, "Vali''nin ne zaman nereden çıkacağı belli olmaz, mesai saatinde çay keyfi yaptığımı görürse beni perişan eder" diyerek teklifi geri çevirmiş; böyle yüzlerce olay halk arasında konuşulur, vali gözlerinde büyüdükçe büyür, gönüllerine bir daha çıkmamacasına yerleşirdi. O günlerde belediyelerin gelirleri çok sınırlı olduğu halde Vali ne yapmış etmiş, Çorum''a büyük hizmetlerde bulunmuştu.

Geçen akşam bir kanalda Recep Tayyip Bey''in bir hatırasını dinledim. Vali, Komutan ve kendisi bir merasimde halkı selamlarken valinin teklifi üzerine arabadan iniyorlar ve halkın önünden yürüyerek geçiyorlar. Bu sırada koltuk değnekleriyle yürüyebilen bir genç sıradan fırlayıp Recep Bey''e sarılıyor ve "Başkanım, bizi bırakma!" diyor. Recep Bey''in cevabı şöyle: "Siz beni bırakmadıkça asla!" Genç sevgi ve saygı ile elini öpüp dönerken başkan ikaz ediyor: "Vali amcanın da elini öp", öpüyor ve dönerken yine ikaz ediyor paşa amcanın da elini öp", o da dönüp onun da elini öpüyor. Eller korku veya menfaat yüzünden öpülürse makbul değildir; Recep Bey''in elini ve yüzünü öpenler, ona sahip çıkanlar, yağmur altında saatlerce nöbet tutanlar, vefalarını gösterenler bunu sevgiden yapıyorlar. Niçin bu kadar sevgi? Çünkü o halkından kopmamış, onlar gibi imanlı, onların kültür değerlerini paylaşıyor, dürüst, çalışkan, fedakâr, mütevazı... Onun elini öpenler, isteği üzerine başkalarının da ellerini -bu defa isteyerek- öpüyorlar. Eğer halk iradesine saygı gösteriliyorsa memurların ve siyasilerin tutacağı yol, halkın sevdiklerinin önlerini kesmek değil, aynı sevgiye mazhar olabilmek için onlarla yarışmaktır, yarışı kaybetmeleri halinde ise emaneti ehline teslim etmektir. "Halk iradesine rağmen bildiğimi ve dilediğimi yaparım" denirse biz de diyoruz ki, "Eninde sonunda halkın dediği olur, suyu tersine akıtamazsınız."

25 yıl önce
Halkla bütünleşmek veya R. Tayyip Erdoğan
Ümit Boyner CHP konusunda ne dedi?
AB enerji sorununu çözecekse Türkiye ile ilişkileri onarmalı!
Guenon"dan mülhem "modern müziğin anlamı" ve "Türk müziği"
Yemin etme, çarpılırsın!
Ersin Tatar’dan enerjide kritik açıklamalar