|
Milenyumdan bana ne!

Ben "Bu yılbaşı gecesini bizim için diğer gecelerden ayıran bir özellik var mı?" diye düşündüğümde bir şey bulamıyorum. Bizim için o gece, mübarek Ramazan ayının son on günü içinde yer alan gecelerden biri

Ben iki bin yıl önce doğmadım, bu yılbaşından sonra iki bin yaşıma ayak basmıyorum.

Mensup bulunduğum millet iki bin yaşında değil, Anadolu''ya ayak basalı da iki bin yıl olmadı.

Dinim olan İslam''ı Allah insanlığa lütfedeli iki bin yıl olmadı, Peygamberimiz''e İslam dini 610 yılında vahyedilmeye başladı.

İnsanoğlunun yeryüzünde varlığının üzerinden de iki binden çok fazla yıllar gelip geçti.

Hz. İsa''nın ne zaman doğduğunu bilen yok. 25 Aralık gecesi üzerinde de Hristiyan dünyası birleşmiş değil, mesela Doğu Hristiyanları 6 Ocak''ta âyin ve kutlama yapıyorlar. Hz. İsa kesin olarak 1 Ocak gecesi doğmuş olsaydı bile bu olay, insanlık tarihinin en önemli olayı olarak kabul edilemezdi, olsa olsa Hristiyan dünyası için önemli bir başlangıç olurdu.

Yılbaşı gecesine ve yortusuna ismi verilen Aziz Nicholas (Noel Baba) hakkında kesin bilgi yok, o bir efsane adam, ismi etrafında birçok hikaye uydurulmuş, gerek imajı ve gerekse hikayesine hristiyanlık dışında pagan kültüründen de unsurlar karışmış.

Bütün bunlara rağmen Batı dünyası Noel''i kendisi için yılbaşı kabul etmiş, takvimi buradan başlatmış, Noel Gecesi''ni eğlence, gündüzünü de tatil günü ilan etmiş. Çağdaşlaşmayı Batılılaşarak gerçekleştirme yoluna giren diğer âlem mensupları de -kendi tarihleri ile hiçbir ilişkisi bulunmadığı halde- hem takvim başlangıcı hem de eğlence ve tatil olarak Noel''i benimsemişler. Bu şuursuz benimseme gittikçe yayılmış ve âdeta evrenselleşmiş durumda.

Geçtiğimiz (bu yazıyı yazarken henüz gelmemiş olan) Cuma''yı Cumartesi''ye bağlayan gece -doğru hesap edildiği zaman anlaşılacaktır ki- Hristiyanlar''ın takvimine göre de iki bin yılın bittiği ve üçüncü bin yılın başladığı yılbaşı değildir, o gece iki bininci yıla girilmektedir. Bu yanlış bir yana bütün dünyada, üçüncü bin yıla girme heyecanı başlamış, bu heyecan medya aracılığı ile doruk noktasına taşınmıştır. "Bir kültüre göre başlatılan takvim yılları iki bini tamamlayıp üçüncü bin yıla giriyor diye bu kadar heyecana kapılmanın anlamı nedir?" diye soran yok gibi! Herkes "kapılmış gidiyor Batı''nın rüzgârına".

Ben "Bu yılbaşı gecesini bizim için diğer gecelerden ayıran bir özellik var mı?" diye düşündüğümde bir şey bulamıyorum. Bizim için o gece, mübarek Ramazan ayının son on günü içinde yer alan gecelerden biri. Biz Müslümanlar bu son on gün içinde Rabbimiz''in günahlarımızı bağışlamış olduğunu düşünerek heyecan ve sevinç duyarız. Bu heyecanımızı ve sevincimizi de yeniden günah işleyerek değil, Rabbimiz''i hoşnut kılacak güzel işler ve davranışlarla dışa vururuz, daha doğrusu böyle yapmamız gerekir. Semâvî dinlerden biri olan Hristiyanlığın mensupları bu geceyi dinî anlamlar katarak kutluyorlarsa biz de bu vesile ile onlara, hidayet ve insanlık için hayırlı olacak işlerde dayanışma için dua edebiliriz, Kur''an-ı Kerim''in şu çağrısını tekrarlayabiliriz: "De ki: Ey kitaplı din mensupları! Aramızda ortak olan şu söyleme gelip katılın: Yalnız Allah''a kulluk edelim, O''na hiçbir şeyi ortak koşmayalım, Allah''ı bırakıp birbirimizi Rab edinmeyelim! Kitap ehli bu çağrıya uymazlarsa kendilerine şöyle deyin: Tanık olun ki biz Müslümanız, Allah''a teslim olmuşuz." (Âl-i İmran: 3/64)

İnsanlığın son iki bin yılında cereyan eden en önemli olaylar sayılırken, bizim yazarlarımızın bile bizim tarihimize ait olup bütün insanlığı ilgilendiren önemli olayları unutmaları karşısındaki hayretimi de burada ifade etmek isterim. Bana göre son iki bin yılın bütün insanlık için en önemli olayı Hz. Peygamber''e son ilâhî din olan İslam''ın vahyedilmesidir, Allah Teâlâ''nın kullarına bu büyük lütfudur. Tarih, İslam''dan önce, İslam''dan sonra diye konuşulsa sezâdır; çünkü bugünün dünyasının ilham kaynağı, en azından son üç yüz yıl içinde Hristiyanlık değildir. İslam ise kendi dünyasında dipdiridir, bütün insanlığa ilham kaynağı olmaya da namzettir.

24 yıl önce
Milenyumdan bana ne!
2020 yılında hangi kamu personelinin yabancı dil kursu ücretleri ödenmektedir?
Torba kadro atamalarında yaşanan mağduriyet devam ediyor
AB’nin enerjide umudu: Türkiye
Edebiyatın "Dergâh"ı
Ne olacak bu anne babaların hali?