|
Ömür

İnsanın gen haritası çıkarıldı, şifreler çözüldü denilince insanlar hayal kurmaya başladılar; kimileri bütün hastalıklara çare bulunacağını (hatta bazıları daha da ileri giderek bulunduğunu), kimileri insan ömrünün uzayacağını (bazıları havalanarak ölüme çare bulunacağını) ileri sürdüler. İlim adamlarını dinlediğimiz zaman "yapılan ilmi çalışmanın ve alınan sonucun önemli olduğunu, fakat daha yapılacak çok şeyin bulunduğunu, yeni keşifle olsa olsa genetik (veraset yoluyla geçen) hastalıklara çare bulunabileceğini" söylediklerini görüyoruz.

Ortada pek açığa konmayan bir başka çekişmenin olduğu da seziliyor; dine inanmayanlar "işte bu ilmi gelişmeler dini inançların asılsız olduğunu ortaya koyuyor" demek istiyorlar, hem dinin hem de bilimin ne dediğini tam kavrayamamış bulunan bazı müminler ise yapılan ve söylenenler karşısında "Din elden gidiyor" telaşına kapılıyorlar.

Allah''a ve yaratmaya inanmayanlar her şeyin bir tesadüf sonucu oluşup geliştiğini ileri sürüyorlardı. Tesadüfte düzen, düzende tesadüf olamayacağına göre bu ilmi keşifler, hem bir yaratıcının varlığını, hem de yaratmadaki olağanüstü inceliği, san''atı ve düzeni ortaya koymaktadır. İslam inancına göre ezelden ebede var olan, varlığı diğer nitelikleri yaratılmışlara benzemeyen bir Allah vardır; eşyayı, canlıları ve insanı O yaratmıştır, dünya hayatı imtihan içindir ve geçicidir, Allah''tan başka bütün varlıklar fânidir, ölümlüdür. İnsanlar öldükten sonra başka bir âlemde yeniden hayata getirilecek, kendilerine bambaşka bir vücut verilecek, farklı niteliklerle donatılacaklardır. Bu âlemde herkes, dünyada yaptıklarının iyi kötü sonucunu elde edecek, ektiğini biçecek, ceza görecek, mükâfata nail olacaktır.

Uzun ömür konusunda tarihi bilgiler (metinler, rivayetler) vardır. Kur''an-ı Kerim''de Hz. Nuh''un, kavmi içinde 950 sene kaldığı, kavmi inkarda ve haksızlıkta ısrarlı oldukları için -Nuh''un ve inananların kurtarıldığı- bir tufanla yok edildikleri, ifade edilmektedir (Ankebût: 29/14). Bu âyete göre kavmi tufanda boğulan Nuh da bin yıl civarında yaşadıktan sonra eceli gelince ölmüştür.

Genlere müdahale ederek insan ömrünün uzatıldığını düşünelim, başka hastalıklar ve doğal felaketler ne olacak, onlar insanları öldürmeyecek mi? Önemli olan uzun yaşamak mı, yoksa sağlıklı ve anlamlı yaşamak mı? İslam inancına göre dünyada anlamlı yaşamak, Allah rızasını kazanarak ebedi âlemde mutlu olabilme imkanını elde etmek demektir. Fâni hayatı böyle bir fırsatı elde etmek için kullanmayanlar ziyandadır. Ölümden sonraki âleme ve orada geçecek ebedi hayata inanmayanların, insan ömrünün uzaması ihtimali karşısında bir sevinç, bir rahatlama yaşadıkları anlaşılıyor; Nuh kadar ömürleri olsa sonunda öleceklerse bunun sevinilecek yanı mı vardır? Eğer her şeyin yerli yerine oturacağı bir başka âlem yoksa, bu dünyada olup bitenler karşısında insanı çileden çıkaracak binlerce soru kendilerini rahatsız etmiyor mu?

İnsan ömrünün şu veya bu şekilde biraz uzaması, bazı hastalıklara çare bulunması ile dine bir şey olmaz; çünkü din bunların olmayacağını söylemiyor, olmasını yasaklamıyor. Her şey Allah''ın ilmi, iradesi, izni, takdiri, kudreti ve yaratması içinde olup bitiyor. Tabiat kanunları O''nun koyduğu kanunlardır, bunlara karşı çıkmak O''na ısyan sayılır, bunların Yaratıcı ile ilişkisinin bulunmadığını iddia etmek de hem ilim, hem din dışı bir tavırdır.

24 yıl önce
Ömür
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak